Ana içeriğe geç

Uluslararası İklim Politikası Önderliği

Almanya'nın COP27 hedefi, dayanışma içinde daha fazla azim. Jennifer Morgan bu konuda önderlik etmek istiyor.

Klaus Lüber, 07.11.2022
Dışişleri Bakanı Baerbock ve Müsteşar Morgan
Dışişleri Bakanı Baerbock ve Müsteşar Morgan © picture alliance/dpa

Olumsuz koşullara rağmen geri adım atılmasına izin vermeyin... Alman Federal Hükümeti'nin Mısır'ın Şarm El Şeyh beldesinde düzenlenecek olan COP27 İklim Zirvesi’ne yönelik ana hedefi bu şekilde özetlenebilir. Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İklim Politikası Özel Temsilcisi ve Müsteşar Jennifer Morgan, küresel enerji ve gıda krizinin fosil yakıtların rönesansına yol açmaması gerektiğini belirtiyor: “Aksi takdirde durumu hiç yönetememe riskiyle karşı karşıya kalırız.”

Bilim camiası bir dizi güncel analizle durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor. Hem Uluslararası Enerji Ajansı'nın Dünya Enerji Görünümü raporu, hem Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) Emisyon Açığı Raporu hem de BM'nin güncel iklim raporunun net bir mesajı var. Jennifer Morgan durumu, “Doğru yolda değiliz” sözleriyle özetliyor, şu anda uygulanmakta olan tedbirlerin devam etmesi halinde, sanayi öncesi döneme kıyasla 2,7 derece daha sıcak bir dünyaya doğru yol alacağımızı belirtiyor. Bunun da, Paris'te kararlaştırılan 1,5 derecenin çok çok üzerinde olduğunu söyleyen Morgan, "Bu açığı kapatmamız gerekiyor" diyor ve ekliyor: “Her onda bir derece, daha az kayıp ve hasar, daha az göç, daha az çatışma anlamına geliyor.”

Net bir dayanışma sinyali vermek zorundayız.
Uluslararası İklimPolitikası Özel Temsilcisi Jennifer Morgan

Ancak, bilimden bir de iyi haber var: Beterin beterini engellemek hâlâ mümkün. Alman hükümeti için üç eylem alanı merkezi önem taşıyor: Birincisi, sürdürülebilir enerji kaynaklarına doğru küresel dönüşümü hızlandırmak. Ardından, örneğin enerji ortaklıkları şeklinde çok taraflı iş birliğinin teşvik edilmesi. Ve belki de en önemli yeni odak noktası, iklimle ilgili kayıp ve hasar durumunda fon sağlanması. Şarm El Şeyh'te özellikle bu konuda çıtayı yükselten Morgan, “Bu alanda hâlâ asıl yükü taşımaya devam eden en kırılgan ülkelerle dayanışma içinde olduğumuza dair net bir sinyal göndermemiz gerekiyor” vurgusu yaptı. Morgan, Şili Çevre Bakanı ile birlikte, gelecekteki hava felaketleri için tazminat müzakerelerine öncülük edecek.

Almanya açısından COP 27, aynı zamanda uluslararası iklim politikasında örnek teşkil etmek için bir fırsat. Hükümetin koalisyon sözleşmesinde, iklimin korunmasının, hükümetin tüm birimlerini ilgilendiren, bakanlıklararası bir görev olarak anlaşılması gereken bir hedef olarak belirlendi. Almanya'yı Şarm El Şeyh'te temsil etmek üzere Dışişleri Bakanlığı öncülüğünde bir “Almanya İklim Ekibi” kuruldu. Ülke bugüne kadar iklim konferanslarında Federal Çevre Bakanlığı tarafından temsil edilmişken, şimdi artık Federal Dışişleri Bakanlığı, Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı ve Federal Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Bakanlığı aynı düzeydeki aktörler olarak iştirak ediyorlar.

Bakanlıklararası “Almanya İklim Ekibi”

Federal Çevre, Doğa Koruma, Nükleer Güvenlik ve Tüketicinin Korunması Bakanlığı (BMUV) Müsteşarı Dr. Christiane Rohleder, iklimin korunmasının artık birçok bakanlıkta en önemli önceliklerden biri olmasını büyük bir güç olarak görüyor. BMUV'nin bakış açısına göre iklim krizinin, küresel ısınmanın yanı sıra biyolojik çeşitliliğin kaybı ve ekosistemlerin giderek kirlenmesini de içeren üç yönlü bir küresel sorunun parçası olarak görülmesi gerektiği ifade ediliyor. “Dolayısıyla ihtiyacımız olan şey, mümkünse birkaç sorunu aynı anda ele alan çözümlerdir" denerek örneğin, doğal yaşam alanlanlarının yeniden doğallaştırılmasına yönelik tedbirlerin iklimin korunması ile yaşam alanlarının korunması arasında sinerji yaratabileceği ifade ediliyor.

Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı (BMWK) kendi görevini öncelikle yeşil dönüşüm konseptlerini hayata geçirmek olarak görüyor. Özellikle de mevcut enerji krizini göz önüne alındığında. Örneğin, şu anda inşa edilmekte olan yeni sıvılaştırılmış doğalgaz terminallerinin yerini gelecekte yeşil hidrojen ve amonyak alabilir. Alman Federal Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) ise küresel sera gazı emisyonlarının üçte ikisinden sorumlu olan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki enerji dönüşümünün uygulanmasına odaklanıyor. BMZ Uluslararası İş birliği Bölüm Başkanı Jürgen Zattler'in de vurguladığı gibi, COP27 çerçevesinde “Just Transition (Adil Geçiş)” konseptine ağırlık verilmek isteniyor . “Geçiş sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda çok çaba gerektiren toplumsal bir eylem. Bu nedenle artık münferit projelere odaklanmıyor, pürdikkat bakıyoruz: Ülke hangi zorluklarla karşı karşıya? Ve buna nasıl yardımcı olabiliriz?"

Tüm bunlar Almanya Ekibi'nin iklim konferansı için belirlediği sloganla örtüşüyor: Dayanışma içinde daha fazla azim. Jennifer Morgan, “Bizim açımızdan COP 27, sadece enerji dönüşümünü daha da hızlandırmayı başarmakla kalmayıp, aynı zamanda özellikle en savunmasız ülkelere onları yalnız bırakmayacağımıza ve onlarla birlikte duracağımıza dair bir sinyal gönderebilirsek başarılı olacaktır” diyor

COP27 ile ilgili en önemli bilgilere buradan ulaşabilirsin.

© www.deutschland.de