Dünyadaki araştırmacılar için cazip
Almanya uluslararası bilim insanları için çok çeşitli fırsatlar sunuyor. Bu, araştırma özgürlüğünün garanti edilmesine de dayanıyor.

ABD’li araştırmacı Peter N. Robinson, bilgisayar destekli genom ve fenotip analizinin öncüsü sayılıyor. Bu özellikle kalıtsal hastalıkların teşhisi açısından fayda sağlıyor. Robinson elde ettiği sonuçları, belirli hastalık semptomlarını hassas bir şekilde gen mutasyonuna bağlayan bir veri tabanında toplamıştı. Burada şimdiye kadar böylesi 13.000 özellik toplanmış. Artık bu “Human Phenotype Ontology” (HPO) genetik koşullu hastalıkların teşhisi bakımından uluslararası kabul görmüş standart enstrüman sayılıyor.

Bu arada bilim insanı kendi ana vatanı ABD’ye sırtını döndü. 2024 yılında Robinson bir Alexander von Humboldt profesörlüğü ödülüne layık görüldü ve bunun için Jackson Laboratory for Genomic Medicine in Farmington, Connecticut’tan Charité’nin Berlin Institute of Health (BIH)’e geçiş yaptı. Beş milyon Euro ile Almanya’nın en yüksek değere sahip araştırma ödülü olan Humboldt profesörlüğü, uluslararası üst düzey araştırmacıları Alman üniversitelerine çekiyor. Robinson profesörlük ödülünden, YZ temelli hassas tıp için algoritmalar geliştirmek amacıyla yararlanmak istiyor. “Yapay zekayı ve algoritmaları uygulamaya yakın bir şekilde test etmek ve geliştirmek istiyoruz ve bu Charité’nin bir parçası olarak burada BIH’de nispeten daha kolay bir şekilde mümkün”, diyor.
Alman üniversiteleri dünyadaki en iyilerin arasında
Peter N. Robinson, Almanya’da çalışan tüm dünyadan gelen 75.000’in üzerindeki araştırmacıdan biri. Almanya Federal Cumhuriyeti, uluslararası bilim insanlarının yanı sıra üniversite öğrencileri için en cazip yerlerden biri. 400’ün üzerindeki Alman yüksek öğrenim kurumunun bilimsel üretimi mükemmel. Yapay zeka, matematik, tıp veya çevre bilimleri gibi geleceğe dönük uzmanlık dallarında Alman yüksek öğrenim kurumları, dünyanın en iyileri arasında sayılıyor. Alman üniversiteleri uluslararası sıralama listelerinde düzenli olarak üst sıraları alıyor.
Almanya, Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD)’ın Wissenschaft weltoffen 2024 araştırmasına göre, uluslararası bilim insanları açısından ABD’den sonra ikinci en önemli ülke konumunda. Ayrıca 2024/25 kış döneminde 493.000 uluslararası öğrenci Alman yüksek öğrenim kurumlarına kayıt yaptırdı; bu yeni bir rekor. Böylece uluslararası öğrenciler, toplam yükseköğrenim öğrenci sayısının neredeyse yüzde 17’sini oluşturuyor. “Bu trendler, özellikle Alman yüksek öğrenim kurumları ve araştırma kurumlarının yüksek kalitesine ve bunların uluslararası sıkı bağlarına dayanan, Almanya’nın bilim ve yükseköğrenim lokasyonu olarak ne kadar cazip olduğunun altını çiziyor” diyor DAAD başkanı profesör Dr. Joybrato Mukherjee.
Almanya için YZ yetenekleri

Genç YZ araştırmacısı Molly Kennedy’yi Kuzey İrlanda’dan Almanya’ya getiren, iyi çalışma olanakları, yüksek yaşam kalitesi ve akademik özgürlüğün bir karışımı olmuş. Dil ve bilgisayar alanında çalışan bilim insanı, büyük YZ modellerinin hataya yatkınlığını daha iyi bir şekilde kontrol altına alabilmeyi amaçlıyor. Bunun için Münih Ludwig-Maximilian Üniversitesi (LMU) çatısı altında bulunan ve DAAD destekli Konrad Zuse School for Excellence in Reliable AI’de ideal koşulları bulmuş.
An itibariyle kalabilme şansım oldukça yüksek.
Darmstadt, Dresden ve Münih’te bulunan üç Zuse School, Kennedy gibi uluslararası yeteneklere namlı şirketlerde kabul görmüş bir mesleki eğitim ve uygulamadan oluşan bir kombinasyon sunuyor. Kennedy halihazırda SAP ve Infineon ile irtibata geçmiş. Kennedy, “Almanya benim için, iyi çalışma olanakları, yüksek yaşam kalitesi ve büyük akademik özgürlüğün de aralarında bulunduğu bir dizi faktör nedeniyle oldukça cazip” diyor. “An itibariyle kalabilme şansım oldukça yüksek.”
relAI tüm Almanya’da yeni yerleri ziyaret etme, disiplinler arası bilgi alışverişinde bulunma ve diğer araştırmacılarla irtibata geçme olanakları sunan, kapalı kongreler ve toplantılar organize ediyor. Alanımda arkadaşlarla buluşmanın ve bir dizi YZ alanında ortaya konulan heyecan verici işler hakkında bir şeyler öğrenmenin keyfine özellikle vardım.
İngilizce dilinde eğitim dalları, eğitim harcı yok
DAAD ve Alexander von Humboldt Vakfı’nın yanında Alman Araştırma Cemiyeti de uluslararası araştırmacılar için çok yönlü destek imkanları sunuyor. Genel itibariyle Almanya’da araştırma yapmak için çerçeve koşulları uluslararası çapta karşılaştırıldığında açısından çok iyi sayılıyor. Yatırımlar da bunu ortaya koyuyor: Sadece 2023 yılında yaklaşık 130 milyar Euro araştırma ve geliştirmeye aktarılmış, bu önceki yıla göre yüzde yedi daha fazla. Bu, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 3,1’ine denk geliyor. Bundaki en büyük pay 88,7 milyar Euro ile şirketlere ait. Buna, uluslararası yeteneklerin eğitime başlamasını kolaylaştıran, İngilizce dilindeki öğrenim tekliflerinin sürekli olarak artması ekleniyor. Alman Rektörler Birliği uyarınca Alman yüksek öğrenim kurumları 2.000’in üzerinde İngilizce dilinde eğitim dalı sunuyor, bu da yüzde ona tekabül ediyor. Yükseköğrenim lokasyonu olarak Almanya’nın tercih edilmesinde çoğu yüksek öğrenim kurumunun ya hiç ya da nispeten düşük sömestir katkı payı alması; çünkü Almanya’da devlete bağlı yüksek öğrenim kurumlarının temel finansmanını eyaletler karşılıyor.
Alman yükseköğrenim kurumlarının uygun eğitim programlarına dair kapsamlı bilgileri örneğin DAAD’ın interaktif platformu MyGUIDE sunuyor. Burada 130’un üzerindeki ülkeden yükseköğrenimle ilgilenen insanlar, mezuniyetlerinin Almanya’da bir iş başvurusu için yeterli olup olmadığını ve – kendi eğitim yolları ve bireysel öncelikleri esas alınarak – uygun bir eğitim dalı bulup bulamayacaklarını da kontrol edebilir.
Dünyanın en yüksek kalma oranı
Almanya uluslararası bilim insanlarına kucak açmak için her türlü nedene sahip. Her eğitim dönemi uluslararası öğrenciler ülkenin ekonomik performansına katkıda bulunuyor. DAAD adına Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) yaptığı bir çalışma bunu gösteriyor. IW direktörü Michael Hüther “Uluslararası yükseköğrenim öğrencilerinin eğitimine yatırım yapılması, uzman iş gücü tabanını ve böylece uzun vadede Almanya’daki ekonomik büyümeyi güçlendiriyor. Demografik değişim zorluklarının üstesinden gelmeye yardımcı oluyorlar” diyor. Geleceğin Federal Hükümeti daha şimdiden Almanya’yı tüm dünyadan araştırmacılar için cazip hedef ülke ve bilim özgürlüğü için güvenli liman olarak koruyacağını ve uluslararası yetenekleri kazanmak üzere ek teşvik programları planladığını ilan etti.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Almanya’nın uluslararası öğrenciler için ne kadar ilgi çekici olduğunu rakamlarla da ortaya koyuyor. Buna göre Almanya Kanada ile birlikte dünyanın en yüksek uluslararası öğrenciyi tutma oranına sahip – eğitim başlangıcından on yıl sonra öğrencilerin yüzde 45’i hala ülkede oluyor. Bu arada Almanya başka bir nedenle de uluslararası araştırmacılar için ilgi çekici hale geliyor: Giderek artan sayıda üst düzey çalışan bilim özgürlüğü kısıtlamalarından muzdarip. Almanya’da bu Temel Yasa’da güvence altına alınmış durumda.