Ana içeriğe geç

Rüzgar enerjisinde geniş imkanlar

Alman enerji firması Eon ve Sabancı Holding’in kurduğu ortak yatırım şirketi ekolojik yolu terich ediyor.

25.03.2014
© E.ON SA - Wind parc Balikesir/Turkey

Göz alabildiğine uzanan tepelerde birbiri ardına sıralanmış rüzgar tirbünleri göğe yükseliyor. Türkiye’nin batı kıyısındaki Balıkesir yakınlarında toplam 52 rüzgar tirbüniyle kurulan rüzgar parkı, şu anda Türkiye’nin en büyük rüzgar parkı olma özelliğine de sahip. “Santral harika işliyor”, diyor Enerjisa firmasının rüzgar firmasını yöneten yedi kişilik ekibin şefi Nihat Ari.

Balıkesir yakınlarındaki park 2013 Mayıs’ında bir törenle açıldı. Katılımcılar arasında enerji bakanı Taner Yıldız’ın yanısıra Sabancı Holding başkanı Güler Sabancı ve Alman enerji firması Eon’un bu santralden sorumlu yönetim kurulu üyesi Jorgen Kildahl da bulunuyordu. Zira santralin kurucusu Enerjisa Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Sabancı Holding ve Almanya’nın enerji devi Eon’un kurduğu bir ortak yatırım şirketi. İki şirket de Enrjisa’nın yüzde 50’sine sahip. Aslında Eon’un sahip olduğu hisseler başlangıçta Avusturyalı enerji firması Verbund’a aitken enerji parkının inşası başlamadan kısa süre önce Eon bu hisseleri satın aldı. Bu girişimin ardında Eon’un Alman pazarının dışına çıkarak ağırlıklı olarak Brezilya ya da Türkiye gibi hızla gelişen eşik ülkelere yatırım yapma stratejisi yatıyor.

Enerjisa projesi bu stratejiye kusursuz uyuyor. Dolayısıyla Jorgen Kildahl Türkiye’nin en büyük rüzgar parkının Eon katkısıyla hizmete girmesinden çok memnun. “Bu Eon için çok büyük bir gün”, diye dile getirdi Balıkesir’de. “Bu Enerjisa ortaklığımızın başlangıcından bu yana birlikte açtığımız ilk rüzgar parkı. Ayrıca bunun Türkiye’nin en büyük rüzgar parkı olması da bizim için özellikle sevindirici. Enerjisa Türkiye’nin büyümekte olan enerji ihtiyacını iklim dostu enerjilerle karşılamak için yoğun şekide çalışıyor.”

Balıkesir’deki park Enerjisa’nın kurduğu üç büyük rüzgar parkından sonuncusu. Diğer iki park Akdeniz kıyısı boyunca uzanan Toros Dağları’nda ve Çanakkele Boğazı’nın Ege’ye açıldığı noktada bulunuyor. Türkiye’de rüzgar enerjisi büyük bir potansiyele sahip olsa da Almanya’ya kıyasla henüz yolun çok başında: Her ne kadar uzmanlar Türkiye’deki toplam rüzgar enerjisi potansiyelinin Almanya’nın üç katı olduğunu tahmin etse de mevcut sanrallerin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Termik ve nükleer santraller halihazırdaki devlet planlamasında baskın durumda. Yenilenebilir enerjiler ise asli olarak hidroelektrik santrallerinden sağlanıyor. Büyük baraj projeleri ülkenin en önemli enerji projeleri arasında yer alsa da her geçen gün daha çok muhalefete maruz kalıyorlar. Rüzgar enerjisinin hızla 
yapılandırılabilmesi ise bugüne kadar kısıtlı devlet desteği ve düşük kapasiteli elektrik ağı engellerine takılıyordu. Türk hükümeti 2011 yılında kamu 
ağına yönlendirilen rüzgar enerjisi taban fiyatını belirleyen bir enerji yasası çıkardı, ancak fiyat düzenmeseinde belirlenen destek Alman “Yenilenebilir Enerjiler Yasası”nın öngördüğünün çok altında.

Buna rağmen rüzgar enerjisi Türkiye’de büyüyen bir pazar; bu coğrafyanın uçsuz bucaksız kıyıları bunun için en uygun koşulları sağlıyor. Dolayısıyla Marmara Denizi kıyılarında Balıkesir santralinden de büyük olması hedeflenen bir rüzgar parkının inşası planlanıyor. Enerjisa başka rüzgar santralleri kurmaya niyetliyse de bu aşamada öncelikle Siemens’e, Marmara Denizi’nin güney ucunda kuracağı üzere çevre dostu bir doğalgaz santralinin sparişini vermiş durumda.

Eon da Türkiye pazarında büyüyor. Şirket 2013 Kasımında Türk elektrik dağıtım şirketleri Ayedaş ve Toroslar hisselerinin alımını başarıyla tamamladı. Böylelikle ortak yatırım şirketi Enerjisa Türkiye’de dokuz milyon müşteriye elektrik sağlar konuma gelid. Bu sayı Eon’un kendi ülkesinde hizmet verdiği müşterilerden fazla. ▪

Jürgen Gottschlich