Şehirler dijital dönüşüm sayesinde nasıl daha sürdürülebilir oluyor
Dijitalleşme, sürdürülebilir ve geleceğe dönük akıllı şehirler için pek çok imkan sunuyor, Alman hükümeti de bu dönüşümü destekliyor.
Şehirler sürekli olarak değişiyor. Öte yandan binalar, caddeler, meydanlar ve parklar tasarlanırken ve hatta komple mahalleler planlanırken farklı pek çok farklı soru ortaya çıkıyor: Değişiklikler şehrin iklimini nasıl etkileyecek? Caddeler ne kadar engelsiz? Veya: Enerjetik yenileme nasıl başarılır? Mümkün olan en iyi gündüz bakımevi ağı nasıl gerçekleştirilir?
Şehir planlamasında dijital ikizler desteği
Cevaplar bulmak için Almanya’daki şehir planlamacıları dijital ikizlerden yardım alıyor. Şehirleri dijital olarak kopyalıyorlar ve bu sayede sürdürülebilir, yaşanabilir ve geleceğe yönelik şehirler için varsayımsal senaryoları hayata geçiriyorlar. “Connected Urban Twins” projesinin başındaki Nora Reinecke bir videoda bu yaklaşımın avantajlarından söz ederken “Bir şeyleri betona bulamadan önce sanal haritada neler olacağını deneyebiliyoruz” diye açıklıyor.
Hamburg, Münih ve Leipzig ile aynı anda üç büyük şehir, şehirler ve belediyeler için dijital ikizlerin geliştirilmesini sağlamak için projede birlikte çalışıyor. Burada yapay zeka, sanal gerçeklik teknolojisi kullanımı yardımıyla daha iyi bir planlamanın yanı sıra sanal modeller sayesinde vatandaşların planlama ve tasarım konularına daha iyi bir şekilde dahil edilmesi amaçlanıyor.
Bu büyük proje seçilmiş 73 akıllı şehir model projesinden biri. Alman Hükümeti teşvik programıyla küçük ve büyük şehirleri dijital çözümlerle daha da geliştirme konusunda desteklemek istiyor; örneğin iklim değişikliğinin sonuçları veya kent merkezlerinin yeniden canlandırılması bakımından. Konut, Kentsel Gelişim ve İnşaat İşlerinden Sorumlu Federal Bakanlık 2019 yılından beri 800 milyon Euro’dan fazla bütçeyle projeleri destekliyor.
Alman Hükümeti ulusal ve uluslararası akıllı şehirleri fonluyor
Şehirlerin gelecekte nasıl görüneceği ve bu konuda dijitalleşmenin nasıl bir rol oynayacağı sadece Almanya’yı ilgilendiren bir soru değil. Dünyanın dört bir yanında pek çok şehir benzer zorluklarla karşı karşıya ve bu doğrultuda birbirlerinden bir şeyler öğrenebilirler. Uluslararası Akıllı Şehirler Ağı (ISCN) de işte tam bu noktada devreye giriyor. Kurucu üye ülkeler arasından Almanya’nın yanı sıra Brezilya, Meksika, Peru ve Hindistan yer alıyor. Amaç, şehirlerin dijital dönüşüm konusundaki bilgi ve tecrübelerini bu ağ üzerinden paylaşması.