Ana içeriğe geç

Enerji dönüşümüne katkıda bulunma

Almanya'daki artan sayıdaki “yeşil işler” için uluslararası nitelikli çalışanlara günümüzde her zamankinden daha fazla talep var.

VerenaKernVerena Kern, 27.11.2023
Montage Photovoltaik-Anlage auf einem Einfamilienhaus
© stock.adobe.com/Marina Lohrbach

Enerji dönüşümü hakkında düşünen herkes genelde rüzgar türbinlerini ve güneş panellerini hayal eder. Constantin Eis farklı bir şey düşünüyor – Nitelikli çalışan. Yeşil enerji tedarikçisi Lichtblick'in Genel Müdür'ü Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck'e açık mektup yazdı. Mektubun başlığı "Yardım yoksa dönüşüm de yok". 1Komma5°, Thermondo, PowerUs veya Installion gibi diğer şirketlerin yöneticileri de imzalayanlar arasında. Enerji dönüşümünün ilerleyebilmesi için "nitelikli çalışan teşvikinden" başka bir şey talep etmiyorlar. Önerileri fotovoltaik kurulumcuların hızlı niteliklerinden nitelikli işçilerin göçünde kolaylık sağlanmasına kadar uzanıyor.

İklim koruması teknolojilerinin dev potansiyelinden yararlanmak için yeterince nitelikli çalışan belirleyicidir.
Constantin Eis, Lichtblick yeşil enerji tedarikçisinin genel müdürü

Enerji alanından gelen bu mektup bu konunun ne kadar önemli olduğunu ve şirketlerin yeni yollara girmeye ne kadar hazır olduklarını gösteriyor. Eis girişimini "Nitelikli çalışan yetersizliği şu anda iklim koruması için en büyük meydan okuma" diye gerekçelendiriyor. Lichtblick Genel Müdürü ve meslektaşları yalnızca talepler sıralamakla kalmıyor. Aynı zamanda teklif de yapıyorlar: Eis "Açık mektubumuzla Hükümet'in nitelikli çalışan yetersizliğinin üstesinden gelmeye yönelik girişimlerini desteklemek ve çözümleri tüm katılımcılarla hızlıca uygulamaya hazır olduğumuzun sinyalini vermek istiyoruz" diyor. "İklim koruması teknolojilerinin dev potansiyelinden yararlanmak için yeterince nitelikli çalışan belirleyicidir."

Aslında potansiyel çok büyük. İklim dostu teknolojilerde patlama yaşanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı IEA'nın güncel raporunda ortaya koyduğu gibi bu, tüm dünya için geçerli. Rapor, yenilenebilir enerjilerdeki genişlemenin 2022 yılında güneş panellerindeki yüzde 26'lık artışla rekor seviyede olduğunu kaydetti. Temiz enerjiye yapılan yatırımlar yüzde 15 arttı ve böylece 1,6 trilyon ADB Doları seviyesine ulaştı. Elektrikli otomobillerin satışı da hızla arttı, böylece ili yıl içinde pazar payı üç katının üzerine çıktı. Gelişim o kadar dinamik ki IEA uluslararası iklim koruması için bile iyimser bir sonuç çiziyor: En önemli temiz enerji teknolojilerindeki hızlı gelişmeler yeni enerji piyasasının çoğu kişinin düşündüğünden daha hızlı oluştuğunu gösteriyor."

Almanya'da da güneş panelleri, elektrikli arabalar ve ısı eşanjörleri hiç olmadığı kadar talep görüyor. Agora Enerji Dönüşümü'nün yaptığı bir çalışma hem şirketlerde hem de halk arasında enerji dönüşümü teknolojilerine gösterilen ilginin hızla arttığını ortaya koydu. Kâr amacı gütmeyen düşünce kuruluşu, enerji ve sanayi sistemlerdeki dönüşümün nasıl geliştiğini analiz ediyor ve vatandaşların konuya yönelik tutumlarını da soruyor. Sonuç: "Enerji dönüşümü konusu halk arasına sıkı bir şekilde yerleşmiş durumda." Ukrayna krizinden dolayı 2022 yılındaki enerji fiyatları ara sıra keskin bir şekilde yükselse bile iklim ve çevre koruması Almanya'daki insanlar için sürekli olarak en önemli konular arasında yer alıyor. Düşünce kuruluşu "enerji dönüşümü için geniş sosyal destekten" söz ediyor.

Yenilenebilir enerjilerin enerji piyasasında 2000 yılında ancak yüzde altı ­civarında olan oranı, takip eden on yıl içinde üç katına çıktı.

Eğer istenirse enerji dönüşümünün kökeni Almanya'da yatıyor. Kavram burada "icat edildi". Kelime, daha önce bağlantılı olmayan iki terimi birleştiriyor ve böylece yeni bir şey yaratıyor: Enerji tedarikinin fosil enerjilerden yenilenebilir enerjilere dönüştürülmesi için akılda kalıcı bir isim. Terim, dünya çapında ilgi gördü ve bazı dillerde, örneğin İngilizcede "Alman Enerji Dönüşümü" olarak devralındı. Günümüzde iklim korumasıyla ilgili başka alanlarda da örneğin trafik dönüşümü, ısı dönüşümü veya tarımsal dönüşüm gibi benzer terimler var.
 
Enerji dönüşümü teriminin Almanya'da kullanımı 1970'li yılların sonlarına dayanıyor. Enerji sisteminde ilk kez değişim talep eden ve "enerji dönüşümünden" bahseden Nükleer Karşıtı Hareket'ti. Bu, sadece o zamanlar da Almanya'da önemli bir rol oynayan nükleer enerjiden çıkış anlamına gelmiyordu. Taleplerin arasında enerjinin daha tasarruflu kullanılması ve özellikle petrol olmak üzere enerji ithalatına daha
az bağımlılık vardı.

Freiburg'da yeni kurulan ve yine Nükleer Karşıtı Hareket'ten ortaya çıkan, günümüzde önde gelen çevre araştırma enstitülerinden biri olan Ekoloji Enstitüsü 1980 yılında "Enerji ­Dönüşümü: Petrolsüz ve Uranyumsuz Büyüme ve Refah" adlı programlı bir çalışma yayınladı. Can alıcı noktası şuydu: Rüzgar enerjisi ve fotovoltaik enerjinin yanı sıra hidroelektrik, biyokütle ve jeotermal enerji fosil enerjilerin yerini alıyor, ikinci bir sütun ise enerji verimliliği. "İklim hedeflerine güvenli ve hesaplı bir şekilde ulaşmak isteniyorsa bu bir kozdur." Araştırmanın yazarlarından Florentin Krause bir keresinde böyle formülize etmişti. Günümüzde bunlar Alman enerji dönüşümü politikasının çekirdeğini oluşturuyor.

Taleplerden ve kavramlardan somut bir politika oluşturulana kadar hala gidilecek uzun bir yol vardı. Federal Hükümet'in Danışma Meclisleri iklim değişiminin tehlikelerine dikkat çekti, "Dünya Atmosferinin Korunmasına Yönelik Tedbirler" Araştırma Komisyonu henüz 1987 yılında sera gazı emisyonlarının ciddi oranda düşürülmesini önermişti. Bundan kısa bir süre önce haber dergisi "Der Spiegel" "İklim Felaketi" konulu bir kapak haberiyle konu hakkında kamuda bir tartışma başlattı.

Federal Hükümet 2000 yılında Yenilenebilir Enerjiler Yasası (EEG) ile yeşil enerjiye öncelik prensibi getirdi ve teşvik oranlarını artırdı. Daha iyi koşullar, pek çok vatandaş ve şirket için enerji dönüşümüne yatırım yapmayı çekici hale getirdi. Yakında tüm ülkede rüzgar türbinlerini ve güneş panelleri görülebilecek. Yenilenebilir enerjilerin enerji piyasasında o zamanlar ancak yüzde altı civarında olan oranı, takip eden on yıl içinde üç katına çıktı. Günümüzde bu oran neredeyse yüzde 50 civarında. Hızlanan genişleme nedeniyle bir zamanlar pahalı olan teknolojilerin fiyatları hızla düştü. Yenilenebilir enerjiler dünya çapında rekabet edebilir hale geldi. Günümüzde fotovoltaik ve karadaki rüzgar türbinlerinde kilowatt saat başına birkaç sentlik maliyetleriyle genelde fosil enerjilerden daha ucuzlar.

Federal Hükümet'in iklim hedefleri

2030'a kadar

  • Elektrik ihtiyacının %80'i yenilenebilir enerjilerden elde edilecek
  • 15 milyon elektrikli araba
  • 6 milyon ısı eşanjörü

2038'e kadar

  • Kömürden elektrik üretimine son

2045'e kadar

  • İklim nötr olma

Bu sayede Almanya'nın EEG yasası küresel enerji dönüşümünün motoru oldu. O dönemde iklim koruma teknolojilerinde yaşanan patlama aksi halde mümkün olmazdı veya ancak çok daha geç mümkün olabilirdi. İklim bilimcilerine Paris İklim Anlaşması'nın hedeflerine ulaşılabileceği konusunda ümit veren şeyin ne olduğunu sorduğunuzda enerji dönüşümü teknolojilerinin fiyatlarındaki hızlı düşüşe işaret ediyorlar. Artık neredeyse rakipsiz derecede ucuz oldukları için iklime zarar veren enerji kaynaklarından uzaklaşmak gerçekçi bir seçenek haline geliyor.

Enerji dönüşümü yalnızca iklim nötr enerji sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda iklimin korunmasına da katkı sağlıyor. Aynı zamanda kendi ülkemizde değer yaratımını artırır, vatandaşların enerji üretimine katılmasını sağlar ve istihdam motoru görevi görür. Uluslararası Yenilenebilir Enerjiler Örgütü'nün (Irena) son iş raporunun gösterdiği üzere dünya çapında neredeyse 13 milyon iş imkanı yaratıldı. Irena, bu alanda kadınlara, gençlere ve azınlıklara yönelik fırsatların geleneksel enerji üretimine göre çok daha iyi olduğunu vurguluyor. Örneğin yenilenebilir enerji işlerinin üçte birinde kadınlar çalışıyor, fosil enerjilerse ise bu oran yalnıza yüzde yirmi civarında.

Almanya'da da yenilenebilir enerji alanındaki iş sayısı artıyor ve Irena'nın verdiği bilgilere göre şu anda bu rakam 350.000 civarında. Bu ve ortaya çıkan diğer işleri doldurmak için Almanya'nın uluslararası nitelikli çalışanlara ihtiyacı var. Halihazırda Almanya'ya yerleşmiş olan enerji uzmanı Faslı Jamal Benfaydah. Elektrik mühendisi Mart 2021'den beri Rheinland- Pfalz'daki Schoenergie şirketinde çalışıyor. 190'dan fazla çalışanıyla şirket fotovoltaik tesisler solar panelleri, depolar ve şark altyapıları inşa ediyor. Benfaydah burada açık alanlardaki güneş panellerine yönelik teknik proje planlamacısı. "Hayalim büyük projelerin bir parçası olmaktı ve bu hayal gerçeğe dönüştü. Enerji dönüşümünü etkin olarak şekillendirebildiğim için gurur duyuyorum."

Jamal Benfaydah
Faslı Jamal Benfaydah 2021'den beri Alman güneş enerjisi sektöründe çalışıyor. © privat

Alman şirket Jamal Benfaydah gibi daha pek çok nitelikli çalışan arıyor. Çünkü Federal Hükümet iddialı iklim hedefleri belirledi ve enerji dönüşümünün ivme kazanması için rotayı yeniden belirledi. Almanya 2045 yılına kadar, yani Avrupa Birliği'nden beş yıl önce, iklim nötr olacak. Planlara göre 2030 yılında elektrik ihtiyacının yüzde 80'i yenilenebilir enerjilerden karşılanacak, 15 milyon elektrikli araba trafiğe çıkacak ve altı milyon ısı eşanjörü takılacak, aynı zamanda yeşil hidrojen üretimi de hızlandırılacak. Kömürden elektrik üretimi en geç 2038'de sonlanacak. Son nükleer santraller zaten 2023 yılının başlarında devre dışı bırakılmıştı.

Bu nedenle enerji dönüşümü ve iklim koruması alanındaki iş alanlarının sayısı önümüzdeki yıllarda ciddi oranda artacak. Bugün bile burada nitelikli çalışanlara özellikle talep var. Yeşil Ekonomi'nin pek çok branşı işçilik, mühendislik, inşaat, BT, enerji ve elektrik mühendisliği ve diğer alanlarda yeni çalışanlar arıyor. Enerji dönüşümü şirketlerinin açık mektubunda kısaca formülize edildiği ve talep edildiği üzere hepimizin "yardım eline" ihtiyacı var. İşler mesleki olarak iyi bir gelecek sunuyor ve enerji dönüşümünü önemli oranda ilerletebiliyor.

© www.deutschland.de