Sneaker Kralı
Berlinli girişimci Hikmet Sugoer’ün Almanya’da ve Türkiye’de çok sayıda hayranı var. İşte sneaker üreticisini başarıya taşıyan beş olgu.
Spor ayakkabıları nasıl Hikmet Sugoer’in hayatının konusu oldu?
Hikmet Sugoer, daha öğrencilik yıllarında kendine has bir tarza sahipti: sınıf arkadaşları tarafından ilk başlarda alaycı bakışlarla karşılanan spor ayakkabılarını, beden eğitimi derslerinde olduğu gibi sokakta da giyiyordu. Bu merakını bugün hâlâ yitirmemiş. Hikmet Sugoer’in bugün 800 çiftten fazla sneaker ayakkabısı var; bunların 60’ından fazlası, 46 yaşındaki Sugoer’ün kendi tasarımı.
Hobisini nasıl mesleğe dönüştürdü?
Çalışmak için Türkiye‘den Almanya’ya göç eden işçinin çocuğu olan Sugoer, üniversitede işletme bilimleri ve bilişim öğrenimini kendi finanse etmek zorundaydı. Sneaker mağazalarında geçici işlerde çalışmaya başladı. Ardından 1990’lı yıllarda Berlin şehir merkezinde, kendine ait ilk retro sneaker mağazasını açtı. Sugoer daha sonra, yurt dışından ayakkabı ithal edip Almanya’da satmaya başladı. Buradan itibaren marka ayakkabı üreticileriyle işbirliği yürüterek onlara danışmanlık yaptı. 2002’de -Almanya’daki ilk sneaker mağazalarından biri olan Solebox’ı açtı. 2013’te firmasını Alman streetwear ve sneaker mağaza zinciri Snipes’e sattı.
Hikmet Sugoer kendisi ne zamandan beri ayakkabı üretiyor?
2016’dan bu yana Sugoer, kendi markası olan “Sonra” ayakkabılarını üretiyor. Türkçe sözcük “sonra”, Almanca „dann, danach“ ve İngilizce „next“ sözcüklerinin karşılığı oluyor. Bu marka adı, dünyaca ünlü bir girişimcinin yaptığı bir yeni başlangıca imada bulunuyor: NeXT markasını Steve Jobs, Apple’dan ayrıldığı bir süre içinde kurduğu bilgisayar firmasına koymuştu. Hikmet Sugoer, Sonra’yla sürdürülebilir bir başarıya yatırım yapıyor: Onun sneaker ayakkabıları; el yapımı tasarımları vadediyor, çevre dostu yöntemlerle Almanya’da üretiliyor ve Avrupa’da seçkin mağazalarda internet sayfası üzerinden ve sınırlı sayıda satılıyor. 300 çifte kadar varan ayakkabı, genelde birkaç saniye içerisinde tamamen satılıyor. Pazarlama merkezi, Sugoer’ün Berlin’deki oturma odası. Bundan kısa bir süre önce „Frankfurter Allgemeine Magazin“ dergisinde yayımlanan uzun bir portre yazısında, „Eşim ve iki kızım da bu işe bakıyorlar, benim oturma odam bir ayakkabı deposuna benziyor“ sözleriyle ifşaatta bulunuyordu.
Hikmet Sugoer için Türkiye nasıl bir anlam taşıyor?
Sugoer’ün kökleri onun için önemli. Ayakkabılarının ve değişik taraftar malzemelerinin taşıdığı Türkçe nüanslarla, bu kültürel çevreyi Alman spor ayakkabısı tutkunlarına biraz daha yakınlaştırıyor. „Sucuk“ yazılı tişörtler ve kem gözlerden koruyan nazar boncuklarına dayandırılmış „Nazar“ adını taşıyan Sonra ayakkabıları, bunun bir örneği. “Spor ayakkabılarının güzel yanı, siyasi anlamda tarafsız olmaları ve bu kadar çok kültürel çevrenin onlar sayesinde bir araya gelebiliyor olması” diyor Berlinli iş insanı. Bu arada, sadece Almanya’da değil, Türkiye’de de çok sayıda Sugoer hayranı var.
Hikmet Sugoer başarısızlığa uğrama korkusunu biliyor mu?
Hikmet Sugoer Solebox’u sattığında, hayatında ilk kez işsiz kalmış. Elindeki bütün parasını “Sonra” marka ayakkabı üretme fikrine yatırmış. „O yol, taşlı bir yoldu“ sözleriyle hatıralarını dile getiren Sugoer, „Çoğu insan sırf üretilmiş malı görüyor, lakin hakikaten var olma korkusu yaşadığım günler oldu. Ama her şeyi nasıl daha iyi yapabileceğini öğrenmek için, insan bu yollardan geçmek zorunda“ diyor.
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here:
