Ana içeriğe geç

Başarili reformlar

Federal Almanya Cumhuriyeti zengin siyaset arenasıyla değerler üzerine kurulu canlı bir demokrasi.

13.08.2012
Marie Elisabeth Luders Building
Marie Elisabeth Luders Building © dpa

Almanya yeniden birleşmeden 25 yıl sonra; değerler üzerine kurulu, demokratik, ekonomik anlamda başarılı ve açık görüşlü bir devlet. Burada siyaset arenasına çeşitlilik hakim; demokratik partiler rekabet halinde olsa da aynı zamanda birbirlerine saygı gösteriyor ve farklı düzlemlerde koalisyonlar oluşturuyorlar. Ülke, Alman Federal Meclisi (Bundestag) için yapılan 18. seçimden bu yana (2013 yılı seçimleri) Almanya’daki siyasi parti sisteminin iki büyük gücü olan CDU/CSU ve SPD’den oluşan “büyük koalisyon” tarafından yönetiliyor. Koalisyonu oluşturan partiler, Federal Meclis’teki toplam 630 sandalyenin 503’üne sahip (CDU/CSU 310, SPD 193). Sol Parti (64 milletvekili) ve Birlik 90/Yeşiller’den (63 milletvekili) oluşan muhalefet toplam 127 sandalyeyle Almanya’da 40 yılı aşkın süredir görülmüş en küçük muhalefet. Şansölye Dr. Angela Merkel (CDU) 2005 yılından bu yana hükümet başkanı olarak üçüncü dönemini sürdürüyor. Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde bu göreve ­gelen ilk kadın olma özelliğine de sahip. DAC’de doğup büyüdü ve burada fizik alanında doktora yapan Merkel “Forbes Magazine”in 2014 ve 2015 yıllarında yaptığı dünyanın en güçlü kadınları listesinde birinci sırada yer ­aldı. Yardımcı Şansölye Sigmar Gabriel (Ekonomi Bakanı) ve Dr. Frank-Walter Steinmeier (Dışişleri Bakanı) SPD’nin bakanlar kurulundaki önemli temsilcileri. Federal kabine şansölye başkanlığında 14 bakandan oluşuyor. Hükümet partileri 2017 yılına dek sürecek yasama döneminde ortak çalışmalarının temelini oluşturmak üzere “Almanya’nın Geleceğini Şekillendirmek” başlıklı koalisyon sözleşmesini hazırlamışlardı.

Alman ekonomisi 2016 yılında arka arkaya ­yedinci kez büyüme kaydedecek. İşsizlik oran­ları rekor düzeyde düşük ve devletin ve sos­yal sigortaların gelirleri yükselmiş durumda. ­Federal düzeyde yeni borçlanma sıfır düzeyine çekildi. Ayrıca enerjide dönüşüm de hızlandırıldı; ­yenilenebilir enerjiler elektrik üretiminde asli teknoloji haline gelme yolunda. 2010 Ajandası olarak anılan ve 2000’lerin başında uygulamaya konulan sosyal sistemlere yönelik reform da Almanya’nın 2008’den bu yana gerçekleşen finans krizlerini Avro Bölgesi’ndeki diğer ülkelere göre daha kolay atlatmasını da sağladı.

1990 yılından bu yana en önemli meselelerden biri olan Doğu ve Batı Almanya’nın bütünleşmesi süreci, Almanya’da insanların katkıları sayesinde bir başarı öyküsüne dönüştü. 156,5 milyar Avroluk bütçeli “Dayanışma Anlaşması II” 2019 yılına kadar geçerli olacak. Almanya’nın hem doğusunda hem de batısındaki vergi mükellefi tüm vatandaşlar, günümüzde vergilerin yüzde 5,5’ini oluşturan “dayanışma katkı payı”nı ödeyerek “Doğu’nun yapılandırılması”na belirleyici bir katkıda bulunuyorlar.

Fakat yerine getirilmesi gereken yeni görevler de var. Dünyadaki bütün sanayi ülkelerinde gözlendiği üzere demografik dönüşüm ve bunun getirdiği nüfusun yaşlanması ve toplumun küçülmesi, baş edilmesi gereken zorluklar. Almanya’nın dışarıdan göçü ve yeni vatandaşların entegrasyonunu kolaylaştırmak istemesinin başlıca sebeplerinden biri bu.