Ana içeriğe geç

Dijital Gündem Ajenda

Federal Hükümet, Dijital Gündem strateji belgesiyle dijital politikasının genel hatlarını belirlemiş oldu.

18.12.2014
© dpa/Oliver Berg - mobiles Internet

Bugün internete girdiniz mi? Elbette girdiniz. E-postalarınızı kontrol ettiniz, dünyanın öbür ucundaki iş arkadaşlarınızla görüştünüz, haberleri okudunuz, havale yaptınız. Hatta belki Facebook’ta komik bir resim paylaştınız ya da bir arkadaşınıza doğum günü hediyesi aldınız veyahut kendinize şu son moda spor ayakkabılardan aldınız. Günün ilerleyen saatlerinde de ziyaret ettiğiniz online dil kursunda bir bölüm daha bitirdiniz, sonra da hafta sonu için sinema bileti rezervasyonu yaptırdınız. Ya da bunun yerine doğrudan filmi internetten indirdiniz. İnternet, artık büyük bir çoğunluğumuz için günlük yaşamın doğal bir parçası. İster iş hayatı, boş zaman, eğitimde olsun, isterse de sağlık, medya ya da ekonomi alanlarında olsun, dijital devrim, hayatımızın hemen hemen her alanında müthiş bir değişime yol açtı. Federal İstatistik Dairesi’nin raporlarına göre, Almanya nüfusunun %79’u doğrudan internet erişimine sahip, bu oranın %80’i de her gün internete giriyor. Dünya çapındaki internet kullanıcılarının sayısı ise 2,5 milyarı buluyor, bu rakamın önümüzdeki 5 yıl içinde iki katına ulaşacağı tahmin ediliyor. İnternetle birlikte büyümüş olan, bugün 30 yaş altındaki “dijital yerli”lerinden olmayanlar dahi, tıklamasız, ekranda gezinmesiznün eskiden nasıl geçtiğini hayal bile edemiyor.

Alman Yayıncılar Birliği 2014 Barış Ödülü sahibi internet öncüsü Jaron Lanier, internetin etkisine ilişkin “Dijital alandaki başarılar, kültürel ve politik yaşantımızda şiddetli değişimlere yol açtı” diyor. Lanier’in bahsettiği “şiddetli değişimler”, her ne kadar herkes tarafından aynı şiddette hissedilmese de, varlıklarının şüphe götürmediği, internetin, kestirilemez karanlık tarafları. Ağın bu karanlık tarafları, ticari amaçlar ya da sanal suçu, sanal casusluğu mümkün kılacak amaçlar doğrultusunda, alışkanlıklarımızı (bkz. üst paragraf) tahmin edilebilir kılan, hayal edilemeyecek ölçüde detaylı veri profillerinin oluşturulmasına imkan sağlıyor. Herhangi bir kısıtlamanın olmadığı sanal dünyayı gerçek bir tehdit olarak gören otoriter hükümetler, internet kullanımında birtakım kısıtlamalara gidiyor. Dijital çağda, özgürlük ve güvenlik arasındaki o hassas denge henüz sağlanabilmiş değil. Bu konu üzerine Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier 2014 Haziranında Berlin’de yapılan Transatlantik Siber Diyalog oturumunun açılışında yaptığı konuşmada şunu vurguladı: “Veri, güç demektir. Gücün de belli kaidelere tabi olması gerekir” dedi. Dış politikada sanal dünyayla ilgili 2011’den beri yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Alman hükümeti, ortaklarıyla etkileşim içinde hareket ederek tüm dünyada “özgür, açık, güvenli ve istikrarlı bir sanal dünya” yaratmanın yollarını arıyor (bkz. 50. sayfadaki röportaj).

İnternet, Alman dış politikasında olduğu kadar iç politikasında da gündemdeki en önemli konulardan biri. Federal Hükümet 2014 Ağustosunda “Dijital Gündem 2014–2017” strateji belgesini kabul etti. Belgeyi kaleme alan üç bakanlığın (Ekonomi ve Enerji, İçişleri, Ulaşım ve Dijital Altyapı Bakanlıkları) ortaklaşa çalışması, hem konunun ne çok alanı ilgilendirdiğini hem de ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Dijital Gündem’i, ekonomi ve yenilikçilik politikalarının “önemli bir yapı taşı” olarak nitelendiren hükümet, ayrıca bu belgeyle, dijital dönüşümü, üzerinde çalışılması gereken temel bir mesele olarak kabul ettiğini de göstermiş oldu. “Dijitalleşmenin Getirdiği Olanaklardan Faydalanma” alt başlığını taşıyan belge, kurulması hiç de kolay olmayan bir dengeyi sağlamak istediği için esnek bir yaklaşım sergiliyor: bir 
yandan teknik imkanları ve internet kullanımını geliştirmek, bir yandan da veri güvenliğinin mümkün olan en yüksek aşamada olması gözetiliyor.

Dijital Gündem, toplam 7 eylem alanını kapsıyor: “Dijital altyapılar”, “Dijital ekonomi ve dijital istihdam”, “Yenilikçi devlet”, “Yaşam alanlarının dijitalleşme yönünde gelişimi”, “Eğitim, araştırma, bilim, kültür ve medya”, “Toplum ve ekonomi için güvenlik, koruma ve güven”, “Avrupa boyutu, uluslararası boyut” (bkz. yan metindeki grafik). Bu eylem alanları bağlamında Dijital Gündem’de, Sanayi 4.0 çerçevesindeki bağlantılı üretim süreçleri, AB veri koruma düzenlemelerinin modernleştirilmesi, start-up şirketleri için daha uygun ortamların yaratılması, “big data” için bilgi teknolojileri (BİT) çözümleri, yönetimin dijitalleştirilmesi ve toplumun katılımını artırmak için yeni yolların aranması ve de siber alanda dış politika gibi çeşitli konular ele alınıyor.

Dijital Gündem’in en temel amacı, tüm Alman vatandaşlarının dijital alanda yaşanan gelişmelerin faydalarından yararlanmalarını sağlamak. Bu amaç çerçevesindeki ilk mesele, tüzel kişilerin olduğu kadar özel kişilerin de her yerde, güçlü, sabit ya da mobil ağlar üzerinden internete girebilmelerinin mümkün kılınması. Büyük kentlerde ve endüstriyel açıdan gelişmiş ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde bu durum sorun olmasa da, ücra kırsal kesimde çoğu zaman internet bağlantısında sorun yaşanabiliyor. Bu konuyla ilgili Dijital Gündem’de ortaya koyulan somut bir hedef söz konusu: 2018’e gelinmeden önce fiber optik kablolar ve kablosuz ağlar sayesinde Almanya’nın her köşesini kapsayacak ve en düşük 50 Mbit/s aktarım kapasitesine sahip olacak bir ağın kurulması. Bu özellikte bir aktarım kapasitesi, örneğin HD kalitesinde 6 filmin eşzamanlı veri akışını mümkün kılacak bir kapasite. Bugün Almanya’daki hanelerin sadece % 64’ünde bu aktarım hızının üzerinde bir internet bağlantısı söz konusu. Dijital altyapı, şirketler için de önemli bir nokta: işletmeler yüksek internet hızının varlığından emin oldukları yerlere yerleşmeyi tercih ediyor. İnternet, işletmelerin yer seçimlerinde artık önemli bir etken. Bu özelliklere sahip bir ağın kurulabilmesi için gereken maddi desteğin bir kısmı, cep telefonu frekansı satışlarından elde edilecek gelirden karşılanacak. Dijital altyapının güçlendirilmesi ve geniş bant bağlanmasının, Kasım ayı sonunda açıklanan, 315 milyar Avroluk AB yatırım planında da önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Meclisteki muhalefet ve kimi iş dünyası temsilcileri, Dijital Gündem’i son derece soyut kalmakla eleştiriyor. Alman Sanayi Birliği Genel Müdürü Markus Kerber, hükümetin ortaya koymuş olduğu Dijital Gündem’in doğru yönde atılmış bir ilk adım olduğunu, ama belgenin bir niyet açıklaması olarak kalmaması, somut adımların atılması gerektiğini belirtti. Dijital Gündem’i “Almanya’nın dijital politikasında çok önemli bir adım” olarak nitelendiren İleri Teknoloji Ürünleri Derneği BITKOM ise, strateji belgesinin, dijitalleşmenin hem iş dünyası hem de toplumun her kesimine sunduğu müthiş fırsatları vurgulamasına dikkati çekti. BITKOM Başkanı Dieter Kempf, gerçek bir “temel plan” olabilmesi için belgenin hedeflerinin ikinci aşamada son derece somut bir takvimle güvence altına alınması gerektiğini belirtti.

Öte yandan Dijital Gündem, konuyla ilgili henüz cevaplanmamış soruların hepsinin cevabının sıralandığı bir belge olmaktan zi­yade, Almanya’nın dijital politikasının çerçevesini çizmeyi amaçlıyor. Hükümet, sürecin, ayrıntılı bir şekilde tartışılarak ve de­rinlemesine ele alınarak devam etmesini istiyor. Bu nedenle de Dijital Gündem’de belirtilen hedeflerin uygulamaya geçirilmesinde, iş dünyası, toplu sözleşme tarafları, toplum ve akademiyle işbirliği içinde hareket etmek istiyor. Bu adımın atılmasında Ulusal Bilgi Teknolojileri Zirvesi’nin önemli bir rolü var. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından dijitalleşme 
alanında 2006’dan beri her yıl düzenlenen zirvede, Almanya’nın BİT alanında önde gelen ülkelerden biri olarak güçlendirilmesi için çeşitli konseptlerin geliştirilmesi bekleniyor. BİT Zirvesi, artık Dijital Gündem’de yer alan yedi eylem alanına göre düzenlenecek. Açılışını Ekonomi ve Enerji Bakanı Gabriel’in yaptığı, 2014’ün Kasım ayında Hamburg’da düzenlenmiş olan 
8. Ulusal BİT Zirvesi’nde, politika, ekonomi ve bilim dünyasından 800’ün üzerinde önde gelen kişiliğin ağırlanmasıyla, bu yönde başlangıç yapılmış oldu. “Dijital Değişimde Çalışmak ve Yaşamak: Birlikte - Yenilikçi - Özerk” sloganıyla düzenlenen zirvede uzmanlar, 3 ayrı forumda Dijital Gündem’de yer alan konuları tartıştı.

Ekonominin önemli alanlarından birini oluşturan dijital ekonominin, çok sayıda program ve düzenlemeyle teşvik edilmesine devam edileceğini ifade eden Gabriel, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın bu amaç doğrultusunda 2018 yılına kadar yaklaşık 430 milyon Avro harcayacağını belirtti. Bugün bu alanda faaliyet gösteren işletmelerin sayısı 91.000’i geçiyor, çalışan sayısı ise 900.000 civarında. Sanayi hasılasındaki % 4,7’lik payıyla, makine üretimini arkada bırakan dijital ekonomi, otomotiv üretimiyle başa baş gidiyor. Zirvede ayrıca 2014 Yılı Dijital Ekonomi Raporu’nun da ilk sonuçları sunuldu. 15 ülkenin verilerinin karşılaştırıldığı incelemede Almanya aslında gayet iyi bir konumda. Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında kaydedilen ciro miktarı söz konusu olduğunda, dünya çapındaki toplam cironun % 4,3’ünün kaydedildiği Almanya, 5. sırada. İşletmelerde yeni teknolojilerin kullanımında ise Almanya, dördüncü sırada yer alıyor. Öte yandan örneğin Bilgi ve İletişim Teknolojileri ihracatında henüz yapılması gereken çok şey var (uluslararası karşılaştırmada Almanya bu alanda 12. sırada).

Federal Hükümet, ortaya koyduğu Dijital Gündem strateji belgesiyle, Almanya’yı 2018 yılına kadar Avrupa’nın dijital alanda en iyi gelişmelerin 
yaşandığı bir numaralı ülkesi yapmayı amaçlıyor. Çok iddialı bir hedef. Ama zaten internet de küçük işlerin mecrası değil.

www.digitale-agenda.de, www.it-gipfel.de