Ana içeriğe geç

Açık Görüşlü ve Kendinden Emin

Üniversiteli Türkler, Almanya’da geçirdikleri Erasmus yarıyılını ve Avrupa’da yükseköğrenim görmenin avantajlarını anlatıyorlar. 

Protokolle: Canan Topçu, 20.11.2019
Egeberk Deliceli: “İnsan ön yargılarını gözden geçiriyor”
Egeberk Deliceli: “İnsan ön yargılarını gözden geçiriyor” © privat

Avrupa Birliği’nin Erasmus+ programına, Türkiye gibi AB üyesi olmayan ülkeler de katılıyor. Üniversiteli beş Türk, Almanya’daki Erasmus deneyimlerini anlatıyor.

Odelli Kartarı: “Çok daha bağımsız oldum”
Odelli Kartarı: “Çok daha bağımsız oldum” © privat

Odelli Kartarı, 26 yaşında, Adana Çukurova Üniversitesi’nde İgilizce Öğretmenliği okuyor. 2018 yaz yarıyılında Erasmus katılımcısı olarak Wuppertal Üniversitesi’nde (Bergische Universität Wuppertal) bulundu.

„Alman eğitim sistemi beni çok etkiledi. Bergische Universität’te didaktik ve pedagoji derslerine katıldım. Yabancı dillerin öğretilmesine ilişkin, Türkiye’deki derslerim için çok değerli fikirler edindim. Kendimi Almanya’da çok güvende hissettim. İnsanların birbirine davranışının bir yandan çok saygılı, öte yandan -mertebe ve statüden bağımsız olarak- az hiyerarşik olmasına şaşırdım. Almanya’da geçirdiğim zaman bana çok yararlı oldu. Hem ingilizce ve Almanca lisan bilgimi geliştirebildiğim için mesleki açıdan; hem de birçok şeyi kendim organize etmek zorunda kaldığım ve böylelikle daha bağımsız ve daha cesur olduğum için kişisel açıdan.“

Verda Bingöl: “Avrupa’da kaynaklara erişimin ne kadar kolay olduğunu görmek, benim için olumlu bir sürpriz oldu.”
Verda Bingöl: “Avrupa’da kaynaklara erişimin ne kadar kolay olduğunu görmek, benim için olumlu bir sürpriz oldu.” © privat

Verda Bingöl, 31 yaşında, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Sanat Tarihi doktorası yapıyor. 2019 yaz yarıyılında Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde [Ludwig-Maximilians-Universität München (LMU)] bulundu.

„Münih’e doktoram için  geldim. Burada ve Viyana’da arşivlerde araştırma yapmak istiyordum. Avrupa’da kaynaklara erişimin ne kadar kolay olduğunu görmek, benim için olumlu bir sürpriz oldu.  Kimse beni kaynaklarla ne yapmak istediğime ilişkin soru yağmuruna tutmadı. Araştırmam açısından süper bir dönemdi. Zamanımın büyük kesimini arşivde ve kütüphanede geçirdiğim için, başkalarıyla nadiren bir araya geldim. Arada bir, Erasmus öğrencilerinin eğlencelerine gittim ve Almanca derslere katıldım, ama pek fazla kişiyle iletişim kuramadım. Bunun nedeni lisan değildi; Almanca konuşuyorum ve daha önce 2017’de, Alman Akademik Değişim Servisi DAAD‘nin verdiği bir bursla altı ay Münih’te bulundum. Belki de bunun nedeni yaş farkıydı; diğerleri benden çok daha gençti. Benim hoşuma giden şey: İnsanlar başkalarının özel hayatına çok saygılı davranıyorlar.“

Abdulvahap Çalıkoǧlu: “Beni çok candan karşıladılar”
Abdulvahap Çalıkoǧlu: “Beni çok candan karşıladılar” © privat

Abdulvahap Çalıkoǧlu, 25 yaşında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde öğrenim gördü,  2013/14 kış yarıyılında Wilhelmshafen Jade Hochschule’de bulundu ve şu anda Bremen Üniversitesi’nde (Universität Bremen) Elektroteknik dalında yüksek lisans yapıyor.

„Almanya’ya ilk geldiğimde kendimi ne kadar garip hissettiğimi hatırlıyorum. Benim yurt dışına ilk çıkışımdı, Almanca bilmiyor ve kendimi yalnız hissediyordum. Ama herkes çok sevecendi, beni çok candan karşıladılar ve benimle çok ilgilendiler. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum, çünkü Almanların çok mesafeli insanlar oldukları ön yargısıyla buraya gelmiştim. Kişiliğimin gelişmesi açısından Wilhelmshaven kentinde geçirdiğim yarıyıl inanılmaz önemli oldu. Zamanımı ayrıca, diğer AB ülkelerini de bolca gezip görmek için kullandım ve şunu söyeleyebilirim: Bu benim ön yargılarımı yıkmama yararlı oldu. Açık görüşlü bir insan oldum.“

Eda Alper: “Bana çok iyi geldi”
Eda Alper: “Bana çok iyi geldi” © privvat

Eda Alper, 24 yaşında, İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliği okuyor, 2019 Ekim başından beri Berlin’de oturuyor ve Berlin Teknik Üniversitesi’nde öğrenim görüyor. Eda, Erasmus programına ikinci kez katılıyor.

„Berlin’de geçireceğim zamanın bana ne getireceğini pek bilmiyorum. Yurt dışındaki yarıyılım ne de olsa henüz bundan kısa bir süre önce başladı. Ama ben önceden de, 2015/16 kış yarıyılında Erasmus programıyla Almanya’da bulunmuştum. Regensburg’da okuyordum ve memleketi özlüyordum. Sürpriz değil, ilk kez yurt dışındaydım. Dilini bilmediğim bir ülkede, bir başımaydım: Benim gibi çekingen biri için bu zorlu bir sınamaydı. Ama Erasmus programına katılan diğer öğrencilerle arkadaşlıklar kurmayı becerdim ve geriye dönüp baktığımda diyebilirim ki, o yarıyıl bana çok iyi geldi. O zamanlar birkaç Schengen ülkesini gezdim, bu benim Avrupa’ya bakış açımı genişletti.“

“Çok dolaştım”: Egeberk Deliceli, Saksonya İsviçresi (Sächsische Schweiz) adı verilen bölgede
“Çok dolaştım”: Egeberk Deliceli, Saksonya İsviçresi (Sächsische Schweiz) adı verilen bölgede © privat

Egeberk Deliceli, 24 yaşında, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Çevre Teknolojisi okuyor. 2019 yaz yarıyılında Erasmus programı kapsamında Berlin Teknik Üniversitesi’nde (Technische Universität Berlin) bulundu.

„TU Berlin’deki Erasmus yarıyılım kapsamında bir çevre yönetimi projesinde görev aldım. Projenin konusu, Charité Üniversitesi Hastanesi’nin mutfağı ve kantinindeki atıkların nasıl azaltılabileceği sorusuydu. Projeden çok esinlendim ve Berlin’de bir üniversitede okumuş olmamın, iş başvurularımda olumlu etki yapacağını düşünüyorum. Farklı kültürlerden insanlarla tanışmak ve Avrupa’yı gezmek: Erasmus programına katılma nedenlerim arasında bunlar da vardı. Gerçekten de çok yer dolaştım. Yükseköğrenime paralel olarak bir caféde çalıştım, kazandığım parayı da seyahate harcadım. Bir işte çalışmam, Almanca öğrenmeme yararlı oldu. Erasmus yarıyılının esasen, insanın ön yargılarını ve basmakalıp düşüncelerini gözden geçirmesine yol açtığını düşünüyorum; burada kastım, Türklerle Almanların karşılıklı ön yargıları ve basmakalıp düşünceleri.“

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: