Ana içeriğe geç

Farklı bakış açılarından 
 sosyal bilimler

“Türk Alman Sosyal Bilimler Ortak Yüksek Lisans Programı” Berlin ve Ankara’da öğrenim olanağı sunuyor.

14.08.2014
© Getma - Studenten

“Hem saygın hem de yenilikçi bir yüksek lisans programı arayışındaydım” – 26 yaşındaki İzmirli Zeynep Dedeoğlu bu doğrultuda programdaki diğer öğrencilerle birlikte öğreniminin ikinci yılını Berlin Humboldt Üniversitesi’nde geçirmeden önce bir yıl Ankara’daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğrenim göreceği “Türk Alman Sosyal Bilimler Ortak Yüksek Lisans Programı”na (GeT MA) başvurmaya karar vermiş.

“GeT MA” programındaki öğrencilerin büyük çoğunluğu Türk ve Alman öğrencilerden oluşsa da Türkiye ve Almanya dışişleri bakanlıklarının ortak projesi olan Ernst Reuter İnisiyatifi’nin bir parçası olan programda diğer ülkelerden öğrenciler de bulunuyor. Programın finansmanı Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın (BMBF) Alman Akademik Değişim Kurumu’na sağladığı bütçeyle destekleniyor.

GeT MA yalnızca sosyal bilimler ve siyaset bilimlerine ilişkin sorulara eğilmekle kalmıyor, aynı zamanda kültür ve ekonomi alanındaki meselelere de eğiliyor. Programın yöneticisi (director of studies) Claudia Matthes “Bu yüksek lisans programı dört konuya odaklanıyor”, diye açıklıyor. İlki modernleşme. Bu başlık altında Almanya ve Türkiye’de Birinci Dünya Savaşı sonrasında karşılaşılan güçlüklerin karşılaştırılması ve bu ülkelerin modern devletlere dönüşümü gibi konular ele alınıyor. İkici başlık demokratikleşme. “Türkiye iç siyasetinin yanısıra Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Doğu’daki komşularıyla tarihi ilişkilerine eğiliyoruz. Almanya’ya ilişkin olaraksa öncelikli olarak gelişmiş demokrasilerde karşılaşılan sorunlar ele alınıyor”, diye dile getiriyor Matthes. Üçüncü başlık Avrupalılaşma. Bu başlık Türkiye’nin Avrupa Birliği katılım müzakerelerinin yanısıra hangi siyasi yaklaşımların örnek teşkil edebileceği ve bu etkinin kaynağının ne olabileceği değerlendiriliyor. Son olaraksa Göç başlığı ele alınıyor. “Türkiye’de hala kırsaldan kente yoğun 
bir göç var. Fakat bu başlık altında Türkiye’den Almanya’ya göç de ele alınıyor”, diyor Matthes.

Programın 20–25 arasında değişen kontenjanı için her başvuru döneminde 60–80 başvuru yapılırken adaylarda sosyal bilimler alanında nitelikli olmaları şartı aranıyor: Adayların büyük çoğunluğu siyasal bilimler, sosyoloji ya da tarih alanlarında lisansını tamamlamış öğrencilerden oluşuyor. Bunlardan biri olan Zeynep Dedeoğlu da demokrasi ve devlet ve toplum ilişkisi alanına yoğunlaşan bir sosyoloji öğrenimi görmüş. Programdaki öğrenciler her yarıyılda iki-üç zorunlu ders alırken programlarının geri kalanını kendileri şekillendiriyorlar. Yüksek lisansın ilk yarısını tamamlayınca diğer ülkeye gitmekse programın zorunlu öğelerinden. “Altı yıl boyunca aynı şehirde yaşamıştım. Dolayısıyla bu yenilik benim için harika bir başlangıç oldu”, diye anlatıyor Dedeoğlu. Berlin’e geldiğinde bir öğrenci yurdunda kolayca oda bulabilmiş – üstelik “uygun fiyatlı, güzel ve güvenli”.

“GeT MA” mezunlarını bekleyen kariyer olanakları son derece iyi. “Kimi mezunlar, mültecilere yardım amaçlı Türk orgazinasyonu gibi STK’larda çalışırken kimileri de ticaret odalarında iş buluyor”, diyor Claudia Matthes. “Diğerleriyse tercihlerini doktora yönünde yapıyor ve tüm Avrupa’da kolayca burs olanaklarına kavuşabiliyorlar.” Zeynep Dedeoğlu da Ekim ayında yüksek lisansını tamamlayacak. Daha sonra hedefi Türkiye’ye dönmek ve demokrasi ve uluslararası ilişkiler alanında çalışan bir düşünce kuruluşunda çalışmak. “Bir yıl sonra da Almanya’da doktora yapmak için girişimlerde bulunacağım” diyor.

Julia Bähr