Ana içeriğe geç

“İklim koruma para demek ama hiçbir şey yapmamak sonsuz bir maliyet.”

Devlet müsteşarı Jochen Flasbarth Almanya ve AB’nin 1,5 derece hedefini nasıl koruyacaklarını ve Amazon’un neden belirleyici bir rol oynadığını anlatıyor.

Ina BrzoskaInterview: Ina Brzoska, 11.11.2025
Jochen Flasbarth, Federal Çevre Bakanlığı müsteşarı
Jochen Flasbarth, Federal Çevre Bakanlığı müsteşarı © BMUKN/ Sascha Hilgers

Bay Flasbarth Almanya 2025’teki dünya iklim konferansına hangi hedeflerle gidiyor?

Kararlı iklim korumasının ve ekonomik gücün birbirine ait olduğunu göstermek istiyoruz. Mesele, 1,5 derece sınırını yakalamak için makasın somut tedbirlerle kapatılması. AB ile birlikte 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjilerin üç katına ve enerji verimliliğinin iki katına çıkarılmasının yanı sıra fosil enerjilerden çıkılması için çaba harcıyoruz. Belém’deki COP30 tüm dünyadaki enerji dönüşümüne güçlü bir sinyal vermeli. Almanya burada 20 yıllık enerji dönüşümü deneyimini ortaya koyacak. Net olan şu: Çok taraflılık iklim krizini çözmenin tek yolu; hiçbir ülke bunu tek başına başaramaz.

Yatırılan her Euro gelecekte seller, kuraklıklar ve hasat kayıplarının yol açtığı zararları önleyecek.
Bakanlık müsteşarı Jochen Flasbarth

Almanya’nın çabaları nasıl gözüküyor?

İklim koruma para demek ancak hiçbir şey yapmamak sonsuz bir maliyet. Dünyanın üçüncü büyük halk ekonomisi olan Almanya 2025 yılına kadar iklim projeleri için yıllık altı milyar Euro’nun üzerinde bir bütçe ayırmış durumda; yeni sanayileşen ve gelişmekte olan ülkelerde uyum, iklim koruma ve biyoçeşitlilik için. Bu hem dayanışma hem de tedbir aslında: Yatırılan her Euro gelecekte seller, kuraklıklar ve hasat kayıplarının yol açacağı zararları önleyecek. Aynı zamanda iklim finansmanı ekonomimiz için fırsatlar yaratıyor; örneğin hidrojen ve geri dönüşüm ekonomisi gibi Alman teknolojileri tüm dünyada talep görüyor.

Üçüncü taraf içeriği

İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.

Rıza formunu aç

Piwik is not available or is blocked. Please check your adblocker settings.

Almanya iklim konusu ile ilgili AB müzakerelerinde hangi rolü üstleniyor?

Almanya Avrupa’da kararlı iklim koruması için bir motor. AB’nin güçlü bir müşterek sesle sahneye çıkmasını istiyoruz; özellikle COP30 öncesinde. 2040 için yeni iklim hedefi net bir şekilde 1,5 derece sınırına yönelik olmalıdır. AB komisyonunun emisyonları yüzde 90 düşürme önerisi doğru yolu işaret ediyor. AB, örneğin emisyon ticareti, CO₂ sınır düzenlemesi ve Green Deal ile bunu yönetebileceğini gösterdi. Avrupa’nın örnek olarak kalması ve diğer büyük emisyoncuları da peşinden sürüklemesi belirleyici bir durum.

Almanya iklim koruması konusunda diğer ülkeleri nasıl destekliyor?

İklim politikası sadece adil olduğunda çalışır. O nedenle Almanya bir ortak olarak yeni sanayileşen ve gelişmekte olan ülkelerle diyalog arıyor. Uluslararası iklim koruma inisiyatifi üzerinden tüm dünyada güneş enerjisinden şehirlerin geliştirilmesine kadar destek sağlıyoruz. Bir örnek iklim kulübü: Burada 40’ın üzerinde ülke, sanayilerini daha iklim dostu yapmak için birlikte çalışıyor. Böylece canlı bir işbirliği ortaya çıkıyor: bilgiyi paylaşmak, teknolojileri yaymak, standartları eşitlemek. Küresel dönüşüm ancak böyle başarılır.

COP30 ev sahibi olarak Brezilya hangi sorumluluğu taşıyor?

Brezilya COP30 ile büyük sorumluluk taşıyor ve aynı zamanda bir fırsata sahip. Amazon Güney Amerika’nın can damarı ve küresel iklimin yeşil akciğeri. Brezilya ev sahibi olarak uluslararası iklim korumasına yeni bir dinamizm katabilir, örneğin ormanları koruma ve adil enerji dönüşümü alanlarında. Almanya Brezilya’nın yanında duruyor, yağmur ormanını korunmasını destekliyor ve sürdürülebilir kalkınma projelerine yatırım yapıyor. Belirleyici olan Belém’de gezegene gerçekten yardımı dokunacak cesur kararların alınması.

Kişi hakkında

Jochen Flasbarth Mayıs 2025’ten beri Federal Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanlığı’nda müsteşar olarak görev yapıyor. Kendisi bir iktisatçı ve daha önce NABU Doğa Koruma Derneği ile Federal Çevre Dairesi’ni yönetmiş. Kendisi iklim ve doğa koruma alanında en deneyimli Alman uzmanlar arasında sayılıyor.