Ana içeriğe geç

Bağımsız gazetecilik demokrasi için neden bu kadar önemli

Özgürlüğün basın özgürlüğüne ihtiyacı var: Bascha Mika, bağımsız gazeteciliğin neden demokrasinin gıdası olduğunu anlatıyor.

Bascha Mika, 03.12.2019
Redaktion Newsroom
© dpa

Basın özgürlüğü yoksa özgürlük de olmaz. Özgürlük yoksa demokrasi de olmaz. Demokrasinin güçlü bir şekilde var olmaya devam edebilmesi için özgür bir top­lumun gıdası olan bağımsız gazeteciliğe ihtiyacı var. Bağımsız gazetecilik, demokratik sistemlerin temel sütunlarından biri. Hem Almanya’da hem de diğer ülkelerde. Bu açıdan bakıldığında gazeteciler, temel demokrasi değerlerini koruma gibi önemli bir toplumsal sorumluluğa sahip. Bunun için de her şeyden önce, profesyonel ve etik standartları dikkate alarak hareket etme, hakikate bağlı kalma, insanlık onurunu gözetme, özenli olma ve kapsamlı bilgi edinmeyi daima göz önünde bulundurma anlamında pürüzsüz bir işleyiş zaruri: Gazetecilerin demokratik sisteme karşı sahip oldukları sorumluluk elbette bunlarla sınırlı değil, bunların ötesine geçen bir nitelikte. Sonuçta ortaya koydukları ürün, kamusal bir ürün. Tam da bu nedenden dolayı profesyonellikleriyle ilgilenmelerinin yanı sıra dünyanın içinde bulunduğu durumla da ilgilenmeleri gerekiyor. Ve hatta bu durumu daha iyiye götürmekle de; özgürlük, insan hakları, adalet ve açık bir birliktelik için mücadele vererek. Gazeteciler kamuya hizmet sunuyorlar, onlar demokrasinin çalışanları. Bu görüşün sürekli olarak dile getirilmesi, savunulması gerekiyor, yüksek sesle, korkusuzca. Şayet bunu Almanya’da biz yapmayacaksak başka kim nerede yapılabilir? Ya özgürlük hakları üzerinde ısrarcı olmanın ölümcül olduğu ülkeler? Dünyanın dört bir yanında basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu ülkeler var. Öldürülen, işkence edilen, hapsedilen, baskı altında tutulan gazeteciler. Hatta AB ülkelerinde bile medya ilgilileri için tehditkar bir ortam git gide daha fazla oluşuyor. Özgürlüğü bir hak olarak savunanların korkuya kapılmaları doğal. Halbuki gazetecilerin kesinlikle kahraman olmak zorunda olmamaları gerekir. İşlerini yapabiliyor olmaları gerekir. Hem söz hem de görüntülerle dünyayı anlatmak, betimlemek, analiz etmek, açıklamak ve yorumlamak. Öte yandan ellerindeki tüm araçlara demokratik çabalara karşı gelen otoriter rejimlerde, korkunun yayıldığı ve bunun üzerinden oto-sansürün gerçekleşeceğine güvenildiği otoriter rejimlerde, gazetecilerin meslek­lerinin standart becerilerinden fazlasına sahip olması gerekiyor: fikirsel bir fazlalığa, tutkuya! Basın, korku içinde olmadan, cesaret ve direnme ruhuyla kendini gösterebilmeli. Zira bağımsız gazetecilik korumamız gereken demokrasinin gıdası.

2014 yılından beri gündelik Frankfurter Rundschau gazetesinin baş editörlüğünü yürüten gazeteci Bascha Mika, bu göreviyle basılı ve online yayın yapan büyük bir Alman kitle iletişim aracının başında olan sayılı kadınlardan biri. Polonya doğumlu Mika ailesiyle birlikte küçükken Almanya’ya göç etmiş. Daha önce Berlin merkezli tageszeitung (taz) gazetesinde redaktör, gazeteci ve on yıl boyunca da baş editör olarak çalışmış. Çeşitli ödüllere sahip gazeteci, gazeteciliğin yanı sıra 2007 yılından beri de Berlin Sanat Üniversitesinde ders veriyor.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: