Ana içeriğe geç

Daha İyi Bir Dünyanın Pusulası

Bundan 20 yıl önce Almanya kendi sürdürülebilirlik stratejisini karara bağladı. O zamandan beri çok şeye ulaşılmış olsa da daha yapılması gereken zorlu ödevler var.  

Verena Kern, 08.04.2022
Rüzgar enerjisi, başlıca bir sürdürülebilir enerji kaynağı.
Rüzgar enerjisi, başlıca bir sürdürülebilir enerji kaynağı. © picture alliance/dpa/dpa-Zentralbild

Birleşmiş Milletler’in iklimin korunmasını amaçlayan Paris Anlaşması’nı çok kişi bilir. Buna karşın, ondan sadece birkaç hafta önce, Eylül 2015’te BM üyesi ülkelerin üzerinde uzlaştıkları Gündem 2030 daha az tanınır. Oysa bu karar da olağanüstü öneme sahiptir. Gündem 2030, sürdürülebilir kalkınma için bütün insanları gözeten ve yoksulluk ve açlıkla mücadeleden sağlık, eğitim ve sosyal refaha ve de çevrenin korunması ve türlerin çeşitliliğine kadar her alanı kapsayan toplam 17 hedef saptıyor. İklimin korunması da hedeflerden biri. Burada verilen temel ise, ise “Kimseyi geride bırakmak yok” anlamına gelen “Leave no one behind”.

Uluslararası diplomasinin bu başarısının öncelere uzanan bir tarihi var. Daha ta 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılan BM Çevre ve Kalkınma Konferansı sürdürülebilirliği üst hedef olarak belirledi ve Gündem 2021’de sürdürülebilirlik planları talep etti. 

“Almanya İçin Perspektifler”, Federal Hükümetin Stratejisi

Uygulamaya geçiş ise Almanya‘da da zaman aldı. 2001’de federal hükümet, Sürdürülebilir Kalkınma Konseyi’ni oluşturdu, 2002’de Ulusal Sürdürülebilirlik Strateji Belgesi’ni takdim etti. Başlık: “Almanya İçin Perspektifler”. Strateji belgesi, ekoloji, sosyal ve ekonomi alanlarında hedefler belirliyor ve belge sürekli olarak da geliştiriliyor. Alman siyasetinin örnek aldığı BM Gündem 2030 hedeflerine yönelmek gibi yeni hedefler de buna ekleniyor. Korona pandemisinden edinilen, toplumların dirençli olmaları gerektiği deneyimi de ele alındı. 

Kaydedilen ilerlemeler düzenli olarak -en son 2021 baharında yapıldığı gibi- gözden geçiriliyor. Ara bilanço, başarı olduğu kadar zayıf noktalar da içeren bir görünüm arz ediyor. Örneğin, ekolojik elektrik enerjisinin genişletilmesine yönelik hedeflere fazlasıyla ulaşıldı, buna karşın enerji tasarrufunda duraklama var. Akademik kalifiye sahibi kişi sayısı belirgin bir biçimde arttı ama aynı zamanda herhangi bir okul diplomasına sahip olmayan insan sayısı da arttı. Sera gazı salınımının şimdiye kadarkinden daha güçlü biçimde frenlenmesi gerekiyor, öte yandan Almanya, fakir ülkelerdeki iklim finansmanı alanında en çok para veren ülkeler arasında. 

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, sürdürülebilirlik konusunda Almanya, uluslararası kıyaslamada, iyi bir yere sahip. Özellikle korona pandemisi birçok ülkeyi, yoksulluk, açlık, iş gibi temel alanlarda geriye savurdu. BM,“İnsanlık tarihinin kritik bir noktasında bulunuyoruz” şeklinde uyarıda bulunuyor. Fakat bir de olumlu haber var: Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda daha çok şey yapmanın gerekliliğini kavrayan ülkelerin sayısı her geçen gün artıyor.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: