1,5 derece hedefi için mücadele
BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
Sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar, fırtınalar ve seller: İklim değişikliğinin etkileri uzun zamandır dünyanın dört bir köşesinde kendini gösteriyor. Bununla birlikte hükümetler üzerindeki harekete geçme baskısı da artıyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP26’da görüşülen konuları, Almanya ve Avrupa Birliği’nin iklim korumayla ilgili hedeflerini anlatıyoruz:
Glasgow’da gerçekleştirilecek BM İklim Değişikliği Konferansı COP26’da hangi konular ele alınacak?
BM İklim Değişikliği Konferansı’nda yaklaşık 200 devlet, küresel ısınmayı yavaşlatmanın yollarını bulmak için gayret edecek. Bu yıl 26. kez gerçekleşecek olan konferans 2021 Kasımında İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenleniyor. Kısaca COP26 olarak anılan konferansın aslında 2020 yılında gerçekleştirilmesi planlanmış fakat korona pandemisi nedeniyle konferans bir yıl ertelenmişti. COP ifadesinin açılımı “Conference of the Parties” (Taraflar Konferansı), buradaki taraflarla ifade edilen, sözleşmeyi imzalamış olan taraflar. Daha önceki konferanslarda olduğu gibi bu yıl Glasgow’da da dikkatler, başlıca sera gazı üreticileri olan Çin, ABD ve Avrupa Birliği üzerinde olacak.
Görüşmelerin temelinde 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması yer alıyor. Uluslararası toplum 2015’te, küresel sıcaklık artışını iki derece altında tutma, mümkün olduğu ölçüde 1,5 dereceyle sınırlandırma kararını vermişti. Glasgow’da bu hedefe somut olarak nasıl ulaşılabileceği tartışılacak. Konferansta tartışmaya açılacak olan bir diğer konu da, sanayileşmiş ülkelerin, iklim değişikliğinden en çok etkilenen yoksul ülkelere iklim koruması için yılda 100 milyar dolar sağlama taahhütlerini nasıl yerine getirdikleri konusu olacak.
Almanya ve AB’nin iklimle ilgili planları neler?
Alman hükümeti 2021’de, Alman İklim Koruma Yasası’nda belirlenen hedefleri daha da yükseltti. Yasada ifade edilen hedefler artık daha iddialı: Buna göre 2030 yılına kadar sera gazı salımında 1990 yılına kıyasla en az yüzde 65’lik bir azalma hedefi, 2045 yılına kadar da net sıfır sera gazı salımı hedefine ulaşılması öngörülüyor. AB’nin Yeşil Anlaşması ile de 2050 yılına kadar Avrupa’nın ilk iklime zararsız kıta haline gelmesi hedefleniyor. Bu hedeflere nasıl ulaşılabileceği gerek Almanya’da gerekse de Avrupa düzeyinde yoğun bir şekilde tartışılıyor.
Bu on yıllık dönem iklim korumada neden bu kadar önemli?
İklim değişikliğinin etkilerinin sınırlı tutulup tutulamayacağı konusunda önümüzdeki yılların belirleyici olacağı düşünülüyor. Bugüne kadarki çabalar henüz yeterli değil. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Yönetici Sekreteri Patricia Espinosa, Glasgow’daki konferans öncesinde şöyle dedi: “Bilimin şu an olmamız gerektiğini söylediği noktanın yakınlarında bile değiliz.” Espinosa ardından da “Sıcaklıkla ilgili koyduğumuz hedeflere ulaşamazsak, bu durum, istikrarsız bir dünyaya ve sonsuz acıya yol açacak ve bundan özellikle de dünya atmosferindeki sera gazı emisyonlarından en az sorumlu olan ülkeler etkilenecektir” sözleriyle uyardı.
