Bir çiftin portresi
Anna Loos ve Jan Josef Liefers hem oyuncu, hem müzisyen, hem de sosyal alanda aktif – söyleyecek çok sözü olan bir çift.

Anna Loos ve Jan Josef Liefers’in son derece heyecan verici bir ilişkileri var. İkilinin üç farklı kesişme düzlemi bulunuyor: Karı koca olarak, oyuncu olarak ve müzisyen olarak. Onlar 2000 yılından bu yana süren birlikteliklerini 2004 yılından bu yana evli bir çift olarak yürütüyorlar. İkilinin “Halt mich fest!” (Beni sıkı tut!) filminin çekimlerinde tanışmış olması ise oldukça manidar. Sonuncusu 2013 yılında ARD için çekilen ve 1933’te parlamento binasındaki büyük yangını konu alan “Nacht über Berlin” (Berlin’in Gece Karanlığı) olmak üzere toplam yedi ortak prodüksiyon daha bu ilk filmin yanında yerlerini aldı.
Liefers aslında kabul etmek istediklerinden çok daha fazla teklifin geldiğinin altını çiziyor. Tercihlerini bu denli titiz yapmalarının sebebi mesleki nedenlerden çok bir çift olmalarının iki bireysel sanatçı olarak performanslarının önüne geçebileceği endişesi. Medyanın özel hayatlarına girmesineyse çok az izin verirken bulvar gazeteciliğine fırsat vermiyorlar. “Bu meraklı gözlere izin vermekten pek hazzettiğimiz söylenemez. Ama arada bir de olsa buna göz yumuyoruz”, diye açıklıyorlar, “Berliner Zeitung”a verdikleri ropörtajda. Skandallara geçit yok. Birlikte kamera karşısına geçmek ikisi için de zorlu bir macera. “Bu aşamada birbirimize karşı acımasızız ve bu oyunculuk açısından son derece yardımcı oluyor”, diye açıklıyor Loos.
Birlikte bır filmde oynamaları mümkün, fakat birlikte şarkı söylemeleri imkansız. Jan Josef Liefers, grubu “Oblivion” ile 2014 yılının başında yeniden turneye çıkıyor. Bunun “Televizyon siması bır de eline gitarını alıp şarkılar söylesin” trendiyle uzaktan yakından alakası yok. Liefers için müzik uzun yıllardır uğraştığı bir iş. Berlin’de Heiner Müller gibi ünlü yönetmenlerin de çalıştığı Deutsches Theater’dan ayrılıp Hamburg’daki Thalia Tiyatrosu’na katıldığı dönemlerde Tom Waits’in “The Black Rider” albümünde ünlü şarkıcıyla birlikte çalışmış. Bu büyük müzik şahsiyeti tarafından kabul gören birinin elinden iş geliyor olsa gerek. Liefers 2006 yılında “Çocukluğumun Fon Müzikleri’ şovuyla Almanya turnesine çıkmış ve “Renft”, “Puhdys”, “Lift” ve “Silly” gibi eski Doğu Almanya’nın ünlü gruplarının şarkıları arasında Berlin Duvarı’nın yıkılışından önceki reel sosyalist gündelik yaşamdan dem vuran anılarını anlatmıştı.
Anna Loos ise hakkının verilmesi zor bir vazife üstlendi. Çeşitli gruplarla çalıştıktan sonra 2006 yılında kariyerinin önemli adımı geldi. Loos, “Silly” grubunun 1996 yılında hayatını kaybeden karizmatik ve saygın efsane solistinin veliahtı olarak gruba katıldı. Eski Doğu Almanya vatandaşı olan müzisyen için burası müzikal anlamda kendi topraklarıydı. Loos’un yazdığı şarkı sözleri hep politik ve eleştirel. Aksi takdirde “Silly” tarzının dışına düşmüş olur. Loos/Liefers ilişkisindeki dengeyle ilgili daha net konuşmak gerekirse Liefers eşine kıyasla oyunculuğuyla daha ünlüyken Loos müzisyen olarak daha ünlü.
Aslında dördüncü bir kesişim noktası daha var: İkili eski Doğu Almanya’da (Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde) büyümüş. 1970 yılında Brandenburg an der Havel’de doğan Anna Loos, aynı yılın Kasım ayında Berlin Duvarı yıkılmadan 1989’da Batı’ya kaçmış. Kimseye bir şey anlatmamasının nedenini “Berliner Morgenpost”a verdiği bir ropörtajda şöyle açıklıyor: “Eğer kimse planımdan haberdar olmazsa yakalandığım takdirde kimseye zarar verme ihtimalim de olmaz diye düşündüm.” 1964 Dresden doğumlu Jan Josef Liefers ise Doğu Almanya standartlarında utanılacak bir şey olarak algılanan bir tavırla askerliğini yapmayı reddetmiş ve lise bitirme derecesi almaktan mahrum bırakılmış. Marangozluk eğitimi aldıktan sonra Ernst Busch Oyunculuk Akademisi’ne gitmiş. Jens Reich ve Marianne Birthler gibi insan hakları savunucularının yanısıra Liefers de 4. Kasım 1989 tarihinde Berlin Alexander Meydanı’nda yüzbinlerin Doğu Almanya rejimini protesto ettiği gösterideki konuşmacılardan biriydi.
Duvarın yıkılışının 25. yılı olan 2014’te dahi Doğu Alman devriminin nasıl meydana geldiğinin onun için inanılması güç bir şey olduğunu dile getiriyor Liefers “Tagesspiegel”deki söyleşisinde. “Bu benim için hala bir bilmece ve bir mucize”. Liefers’in yokluğunu çektiği bir şey yok: “Demokratik Almanya Cumhuriyeti devleti ve onun kurumları benım yaşamımın bir parçası olmadı.”
Her ikisinin de özgeçmişleri iş yaşamlarını de etkiliyor. Her ne kadar ne Loos ne de Liefers Doğu Almnya’yı canlandırma çizgisindeki oyuncular olmasalar da kökenleri ve deneyimleri onların oyunculuklarını ve rollerine uyumlarını daha inandırıcı kılıyor. Anna Loos kısa bır süre önce Doğu Almanya’da yaşayan bir ailenin hikayesinden yola çıkarak bu dönemi anlatan “Weissensee” dizisinin ikinci sezonunda başarıyla rol aldı. Jan Josef Liefers ise son olarak Uwe Tellkamp’ın romanı “Kule”nin film uyarlamasında boy gösterdi. “Film-Dienst” dergisine göre Liefers oynadığı rolleri “bol nüanslı bir erkek figürüyle dolduruyor” ve tek bir karakter kalıbına sokulmasına fırsat vermiyor. Yine de Liefers sıklıkla geçmişe dönük, tarihi filmlerde ve Doğu Almanya tarihini anlatan filmlerde yer alıyor. Bu tüm filmografisine hakim olan bir çizgi.
Anna Loos için de durum farklı değil. Onun da Doğu-Batı ikilemini yansıtan pek çok rolü var geçmişte. Loos için söylenebilecek ve aynı zamanda Liefers için de geçerli olan bir diğer özellikse oynadıkları karakterlerin zamanın etkilerini çok yakından tecrübe etmeleri. Buna rağmen tarihin verili unsurları gittikçe daha da özneleşiyor. Tarih yazılıyor, deniyor. Tamam, ama biz de bunun içinde kendi tarihimizi yazıyoruz.
İkilinin adanmışlıkları iş yaşamlarıyla sınırlı değil. Loos eşiyle birlikte aşırı yoksulluk ve önlenebilir hastalıklarla mücadele alanında çalışan uluslararası yardım örgütü “One” bünyesinde aktif. Zaman ayırdıkları tek sosyal proje de bu değil. Kısa süre önce Liefers Suriye’ye süt tozu ulaştırılmasını sağladı. Bunu bulvar gazetesı “Bild” aracılığıyla yapmış olması birtakım eleştirilere hedef olmasına sebep olduysa da Liefers duruma aldırmıyor: “Evde oturup hiçbir şey yapmamaktan çok daha iyidir”.
Çift iki kızlarıyla Berlin’in batısındaki orta sınıf semtlerinden biri olan Steglitz’de yaşıyor. Liefers’in daha önceki ilişkilerinden bir kızı ve bir oğlu daha var. 2014 yılı Anna Loos ve Jan Josef Liefers için yeni maceralara atıldıkları bir yıl olacak. Liefers yeni bir yapım şirketi kurdu ve bu şirket aracılığıyla en iyi tanındığı rolü olan efsane polisiye dizi Tatort’un Münster ayağındaki mağrur ve kibirli adli tıp uzmanı Profesör Boerne’yi yeniden oynamayı planlıyor. Bu dizi Pazar günleri ekrana geliyor. Cumartesi günleri ise karısı yeni bir televizyon dizisinde komiser “Helen Dorn”u canlandırıyor. Bu durum ev içinde başa baş bir reyting yarışı doğurabilirdi. Loos durumu şöyle açıklıyor: “Loos/Liefers hanesinde reytingleri umursamıyor falan değiliz. Biz bu filmleri insanlar beğensin ve izlesin diye yapıyoruz”. Ama ona göre ikisi için de asıl önemli olan yaptıkları işten tatmin olmaları. “Bizim aramızda rekabet yok”.