Ana içeriğe geç

Yeni Vitra Schaudepot

Weil am Rhein’da yer alan Vitra Kampüsü’nde Herzog & de Meuron tarafından tasarlanan bu yeni tasarım müzesi yalın stiliyle dikkat çekiyor.

26.07.2016
© Vitra - Design

İlk izlenim: yalın. Üçgen çatısı ve tek bir kapısıyla kırmızı tuğlalı bir bina. İkinci izlenim: büyüleyici. Ortadan kırılmış ve kırık yüzeyi cepheyi oluşturacak şekilde yerleştirilmiş klinker tuğlalar binaya kendine has bir cazibe kazandırıyor. Üçüncü izlenim: ezici. 900 metrekare alana sahip penceresiz sergi mekanı üç katlı raflarda sergilediği 400 objeyle mobilya tasarımının 1800’den bugüne kat ettiği yolu yansıtıyor. Sergideki objeler 19. Yüzyılın bükme ahşap mobilyalarından 1920’lerin cantilever sandalyelerine, 1960’ların ve 7’lerin plastik mobilyalarından günümüzün üç boyutlu yazıcılarla üretilmiş ürünlerine uzanıyor. Vitra Design Museum’un bir bölümüne yer verilen koleksiyon daha önce halka açık değildi.

İlk tema: Radical Design

Vitra Design Museum 1989 yılında mobilya üreticisi Vitra’nın sahibi Rolf Fehlbaum’un inisiyatifiyle kuruldu. Başlangıçta kişisel koleksiyona yönelik olarak tasarlanan mekan, günümüzde dünyanın önde gelen tasarım müzelerinden biri. Müze Frank O. Gehry’nin tasarladığı ana binada her yıl iki büyük geçici sergi düzenleniyor. Bugüne kadar Londra’daki Tate Modern, Pekin Olimpiyat Stadyumu ve Elbphilarmonie gibi önemli yapılara imza atan İsviçreli Herzog & de Meuron Mimarlık tarafından tasarlanan “gösterim deposu” (Schaudepot) müzenin her geçen gün büyümekte olan koleksiyonundan parçalara yer verecek. Koleksiyonun ana kısmını 7000 parçaya ulaşan mobilya örnekleri oluşturuyor. 1000’i aşkın örnekle ışıklandırma elemanları da koleksiyonun bir diğer önemli ayağını oluşturuyor. Gösterim deposunda sergilenecek ilk bölüm altın çağını 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında yaşayan ve tasarım tarihinin en önemli anavangard akımlarından biri olan tasarım akımı radical design teması etrafında şekilleniyor. Radical design akımının temsilcileri gelenekseli reddeden form anlayışı ve ütopik tasarım fikirleriyle fonksiyonalizme ve alışılagelmiş estetik anlayışa karşı çıkıyordu. Critical design, social design ve participatory design gibi günümüzün pek çok önde gelen tasarım akımı bu yaklaşımı referans alıyor.

www.design-museum.de

© www.deutschland.de