Dünyada Berlin Duvarı
Bir zamanların sınır duvarına ait parçalar bütün kıtalarda bulunuyor.

Almanya’da duvarın yıkılışından sonra duvar artıklarını bir an önce yok etmek için sabırsızlanılıyordu. Bölünmüşlük dönemi – bütün simgeleriyle birlikte- mazi olmalıydı. Bu yüzden de, 13 Ağustos 1961’de yapımı başlayan ve 28 yıdan uzun bir süre doğuyla batıyı ayıran duvar, bugün artık Berlin’den büyük ölçüde kayboldu. Anıların mekanlara ihtiyacı olduğu idrak edildiğinde artık neredeyse çok geç kalınmıştı. Sadece „East Side Gallery“ gibi birkaç parça muhafaza edilebildi ve nihayet dokunulabilir anıtlar arasına eklendi.
Anıt, Sanat Eseri, Pazarlama Aracı
Duvara Almanya dışındaki yaklaşım çok daha farklı: Sınır duvarının kalıtları, duvar ile kişisel anı arasında bir bağ kuran – müzeler, sanatçılar, hükümetler ve insanlar tarafından - çok revaç görüyordu. Daha sonraki Alman hatırlatma çalışması da, ayrı ayrı parçaların bütün dünyaya dağılmasını sağladı – hatta bir anlamda bunun da ötesine gitti. Parçalara, Avustralya’nın başkenti Canberra’da, Portekiz’in kutsal mekanı Fátima’da, Meksiko’daki Alman Okulu’nda ya da Langley’de CIA Merkez Binası’nda rastlanıyor. Arjantin örneğindeki gibi bazı ülkeler, duvar parçalarıyla kendi diktatörlük deneyimlerine düşünsel bir köprü kuruyorlar, şirketler lobilerini bu tarihi simge ile süslüyorlar, Portland’da bir lokanta, „Baltık sahilinin en iyi ıstakozları ve Berlin Duvarı’dan bir parça“ ile reklam yapıyor. Ve Mars’da – orijinal duvar parçaları olmasa da – Alman araştırmacıların çabaları sonucu „Broken Wall (Yıkık Duvar)“, „Nikolaikirche (Nikolai Kilisesi)“, „Montagsdemo (Pazartesi Yürüyüşü)“ ve „Wiedervereinigung (Yeniden Birleşme)“ isimleri verilen kaya parçaları var.
Bundesstiftung zur Aufarbeitung der SED-Diktatur (Sosyalist Birlik Partisi Diktatörlüğü’nü İşleme Vakfı), „Dünyada Berlin Duvarı“ kitabında duvar parçalarının bulunduğu 146 uluslararası yeri listeleyerek, oradaki kalıntının bulunduğu yere kadar nasıl geldiğinin öyküsünü çıkardı. Bunu yapmak bazan zor oldu. Örneğin Kral Tonga’nın 1990’da bir açık artırmada aldığı duvar parçasının gerçekten yerine ulaşıp ulaşmadığı kesin olarak aydınlatılamadı. Öte yandan Jakarta’da bir sanatçının bahçesindeki duvar bloklarının gözden kaçması mümkün değil. Planlanan sanat projesi hiçbir zaman gerçekleştirilmedi – ancak bu beton parçaları buna rağmen bir abide işlevi görüyor.