Popülistlerin seçmen avı
Popülistler Almanya’da da destek buluyor. Peki nasıl hareket ediyorlar ve demokrasi açısından ne ifade ediyorlar? Bir siyaset bilimciden yanıtlar.
Popülist hareketlerin ve partilerin tüm dünyada gözlemlenen yükselişinden Almanya da nasibini alıyor. Popülistler toplumun büyük bölümünde acil sorunlar olarak algılanan konuları hedeflerine yerleştiriyorlar. Buradaki sorunun sebebini, siyasi ve toplumsal elitlerin sorunu çözmedeki başarısızlığına bağlıyorlar. Almanya’da günümüzde bütün eyalet parlamentolarında ve Federal Meclis’te temsil edilir konuma gelen sağ popülist parti Almanya İçin Alternatif (AfD) başta Almanya’nın “Avro Birliği”ndeki üyeliğini hedef alarak ortaya çıkmıştı. Orta ve Yakın Doğu’dan mültecilerin Almanya’ya gelmesinden bu yanaysa popülistlerin asli konusu göç politikası haline geldi.
Popülist siyasetin her zaman sosyal korumacı bir ajandası olageldi. Bunun temelinde göçmenlerin ekonomik ve sosyo-politik taleplerinin reddi yatıyor. Fakat göç olgusu, kültürel karşılaşma ve yüzleşmeleri de beraberinde getiriyor. Bu durumda grupların kolektif kimliklerinin korunması tartışmanın merkezine otururken sağ popülist siyaset “Batılı” kimliğin ve “Alman” kimliğinin yitirilmesinden yakınıyor.
Fakat popülizm yalnızca belli başlı içeriklerle değil, aynı zamanda siyasi tartışma ve karşılaşmaların biçim değiştirmesiyle de bağlantılı. Popülist söylemin başlıca özelliklerinden biri ağırlıklı olarak Facebook ve Twitter gibi sosyal medya kanallarında dile gelmesi. Örneğin AfD Almanya’da internetteki varlığı en büyük ve yoğun olan parti. Böylece internette herkesin yalnızca kendi görüşünün onaylanır hale geldiği yankı odaları oluşuyor. Ayrıca internetteki iletişimin sunduğu anonimlik, öfke ve saldırganlığın dilsel boşalımına zemin hazırlıyor ve bunu siyasi söylemin bugüne kadar tanık olmadığı düzeye taşıyor.
Popülistlerin anlayışına göre, tehdit olarak algıladıkları gelişmeler toplumsal ve siyasi elit tarafından destekleniyor ve elite yönelik eleştiriler geleneksel medyada gene bunlar tarafından engelleniyor. Bu yüzden popülistler bu elit kesimin siyasi sistemin, medyanın, parlamentonun ve hükümetin merkezinden uzaklaştırılmasını ve bunun yerine egemenliğin doğrudan etnik açıdan homojen gibi sunulan “millet”e geçmesini talep ediyorlar. Yani popülizm demokrasiye ve temsili parlamenter sisteme yönelik radikal bir eleştiriyle ele ele yürüyor. Popülistler kapsamlı sistem değişikliği talepleriyle sağ cephelerinde 1930’lu ve 40’lı yıllardaki Alman faşizminin belli unsurlarını yeniden hayata geçirmeyi öngören aşırı sağcı ideolojilere açık kapı bırakıyor.
Prof. Dr. Thomas Noetzel Marburg Üniversitesinde siyasi teori ve kimlik tarihi alanlarında dersler veriyor.
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: