Stralsund – Sahildeki Dünya Mirası
deutschland.de’nin „ Benim Şehrim“ dizisinde belediye konağının şefleri gizli favorilerini açıklıyorlar. Bölüm 37: Stralsund Belediye Başkanı Dr. Alexander Badrow.
Sayın Dr. Badrow, şehrinizin ayırıcı özelliği nedir?
Daha uzaktan bakıldığında Stralsund, gücünün ve güzelliğinin farkında bir yer etkisi yapıyor. Aydınlatma fenerleri gibi yükseliyorlar "Heybetli", "Muhteşem" ve "Narin" – bizim büyük gotik tuğla kraliçelerimiz St. Marien, St. Nikolai ve St. Jakobi'nin takma adları bunlar - Baltık Denizi semalarına.
Ama aslında Almanya'nın en büyük adası Rügen Adası'na gitmekte olan biri, bu mağrur Hansa kentinin yanından geçmez, bilakis doğrudan onun güzel silüetine doğru yolculuk eder. Bu sadece şehrin ziyaretçilerini ve sakinlerini değil aynı zamanda uzmanları da etkiler: 2002'den beri Stralsund'un tarihi şehir merkezi, Wismar'ın tarihi şehir merkezi ile birlikte, UNESCO Dünya Mirası.Ve bu yazdan beri devletçe resmen tanınan bir dinlenme yeri.
En iyisi ise: Baltık Denizi'nin Vorpommern kıyısındaki Hansa mirası bu kenti, Berlin veya Hamburg'dan üç saatten daha az bir süre içerisinde keşfetmek mümkün.
Ofisinizin penceresinden baktığınızda ne görüyorsunuz?
Benim pencerem doğrudan bizim belediye sarayından geçen Buttergang geçidini süsleyen, İsveç dönemine ait Stralsund armasının üzerinde bulunuyor. Eskiden ortaçağın tüccarlarının mallarını satışa sundukları yerde bugün yeni zamanın tüccarları var. Yani dükkanları, mahyalı binaları ve mutlu insanlarıyla, nabzı atan yaya bölgesini görüyorum.
Şehrinizin bulunmaktan en çok haz duyduğunuz yeri neresi?
Bu bağlamda ilk olarak Baltık Denizi Bisiklet Yolu geliyor aklıma; hem bisiklet ve yaya yolu olarak kombine edilmiş, sahil boyunca şehrin kuzey ucundan güney ucuna ve daha da ötesine götüren yol. Yolda yeni plajda mola verilebilir ve liman adaları Gorch Fock ve Ozeaneum gezilebilir.
Ha, bir de Belediye konağı elbette. Sadece benim işyerim olduğu için değil, aynı zamanda Baltık Denizi bölgesinin en muhteşem yapıları arasında olduğu için. Bu bina, ortaçağın bir mimarlık şaheseri. Bundan 700 yıl önce ne bilgisayar, ne de bugünkü alışılmış aletler olduğu düşünüldüğünde, insanın içinde büyük bir saygı uyandırıyor. Bugüne kadar dayanan ve mirasına tabi ki özenle baktığımız muazzam bir eser.
Şehrinizin en saygı duyduğunuz şahsiyeti kimdir?
Şehrimiz için yanıp tutuşan ve kendini sorumlu hisseden her bir bireye saygı duyuyorum. Bu bir sokak bekçisi olduğu kadar lokantacı ve fırıncı, tersane işçisi ya da zanaatkardır da. Veya modern yapılarla tarihi binaları cesurca birleştiren mimar da. Ve elbette fahri görev üstlenen her kişi.
Stralsundlulara misafirperverlikleri ve şehrimize hayranlık duyan ziyaretçilere –müzeler ve lezzetli balık konusunda- tavsiyelerde bulunma veya yol gösterme temayülü için teşekkürlerimi sunuyorum.
Benim için özel önem taşıyan kişilikler olarak benden önce bu makamda bulunan Harald Lastovka'nın adını anmak isterim. Mayıs 1990'dan itibaren şehrin kaderini değişim sonrası dönemin keşmekeşliği içinde yöneten kişi oydu. Bugün Stralsund'a gelen her kişi, onun cesaretine ve kararlılığına borçlu olduğumuz çok şeyi keşfeder.
Turistlere nereyi memnuniyetle göstermek isterdiniz?
Oho, bunlardan çok var! Bunun için sadece bir kez gelmek yetmez; çünkü yaşanması gereken her yaz yapılan Nordmole'den başlayan Çarşamba Tekne Yarışı; en az süslü kemerleriyle Belediye Konağı Yemekhanesi'ndeki Noel Mucizesi kadar etkileyici.
Üç S'nin – Strand (Plaj), Strelasund (Boğaz) ve Stralsund Müzesi– yanı sıra; tarihi şehir merkezindeki sakin avlular ve büyülü manastırlar bizi kentin geçmişine ve öykülerine alıp götürürler çoğu kez.
Şehrinizin insanlarını tanımak en iyi nerede mümkün?
Kesinlikle bizim festivallerimizde; örneğin haziranda yapılan Denizcilik ve Liman Şenliği, temmuzda tarihi Wallenstein Günleri, veya eylüldeki Açık Hava Anıtlarının Uzun Gecesi'nde. Ama aynı zamanda balık tutarken, yelkenli yolculuğunda da, çünkü Stralsund bir deniz kenti.
Yerel terimle "Auf 'n lütten Schnack (İçki Muhabbeti)" için haftalık pazar yerinde veya Hannis Hafenkneipe'de (Hanni'nin Liman Birahanesi) seve seve bir araya gelinir. Bunun için harika bir minik mekan ve "Tohuwabohutag (karman çorman bir gün)" ardından uygun bir nokta.
Peki, siz tatilinizi en çok nerede geçirmeyi seviyorsunuz?
Tatil mi? O da ne ki? Yok, ciddiyim: Eğer zaman izin verirse, Erzgebirge dağlık bölgesine gidiyoruz, çünkü aslen oralıyım ve orada aile ve dostlar yaşıyor.
Onun dışında öylesine ve memnuniyetle bu bölgede kalıyorum. Rügen Köprüsü Koşusuna ve Sund Yüzme Yarışmasına katılırım. Rügen'de Ironman müsabakasına katılır ve kumsalda kafamı dinlerim. En iyisi bu kadar yakınımdayken neden uzaklara gezmeye gideyim ki?
