Alman kültür sahnesinin çeşitliliği

Bayan Klepsch, Kültür Bakanları Konferansı Başkanı olarak kültür ve turizmi daha iç içe kılmak istiyorsunuz. Bu halihazırda nerelerde tatminkar şekilde başarıldı?
Chemnitz’de! Şehir 2025 Avrupa Kültür Başkenti rolünden tiyatro, müzik ve dans alanındaki projeleri desteklemek için faydalanıyor. “Nonstop Europa“, “Rummelplatz“ (resim galerisine bakınız) veya “Tanz Moderne Tanz“ gibi projeler vatandaşları ve ziyaretçileri cezbediyor. Yaratıcılık, katılım ve bölgesel networkün kurduğu bağ, turistik cazibeyi ve yerel ekonomiyi güçlendiriyor.

Saksonya zaten çok fazla kültür meraklısını çekiyor. Bu eyaleti cazip kılan nedir?
Saksonya kültürel yoğunluğu, tarihsel derinliği, genç ve deneyselliğe açık bir sahneyi aynı potada eritiyor. Dresden ve Leipzig geleneksel müzik, mimari ve çağdaş sanat demek. Kırsal kesimde Gohrisch’teki Uluslararası Şostakoviç Günleri, Erzgebirge Müzik Festivali ve Lausitz Festivali gibi festivaller yerel kültürün izlerini taşıyor. Bunlar kültürün Saksonya ile nasıl sıkı bir bağ içinde olduğunu gösteriyor.

Buna kıyasla Dresden’deki Semperoper veya Berlin’deki Friedrichstadtpalast gibi büyük yapılar nasıl bir rol oynuyor?
Bunlar sanatsal kalite ile Alman kültür sahnesinin çeşitliliğinin bir ifadesi. Yüksek ziyaretçi sayıları turizmin nabzının nasıl attığını gösteriyor. Bir oyunu izleyen aynı zamanda şehirleri, mimariyi ve yaşam tarzını deneyimliyor. Bu yapılar uluslararası anlamda Almanya’nın gelenekleri ve inovasyonu birleştiren kültür ülkesi imajını pekiştiriyor.

Kültür Bakanları Konferansı Başkanı olarak bu yıl tüm eyaletleri temsil ediyorsunuz. En önemli projeleriniz nelerdir?
Kültür turizmi odak noktasının yanında, Prusya Kültür Varlıkları Vakfı’nın reformu, Nazi yağması için yeni tahkim mahkemelerinin kurulması ve Somut Olmayan Kültürel Miras için devam eden UNESCO seçim sürecinin tamamlanması gibi temel konular bulunuyor. 

Federalizm Almanya’nın kültür profili üzerinde hangi izleri taşıyor?
Bu kültürel çeşitliliğin bir garantörü. Eyaletler kültürel egemenliğe sahip olduğundan, bölgesel gelenekleri koruyabiliyor ve kendi odak noktalarını belirleyebiliyor. Hiçbir bölge bir modele uymak zorunda değil. Böylece eyaletin izlerini taşıyan canlı bir çeşitlilik oluşuyor.