Ardı ardına oyun
Genç Alman tiyatro yazarlarının oyunları tiyatrolarda hiç olmadığı kadar rağbet görüyor.
Dıyalogun ustaları. Bir drama yaratmak tiyatro yazarlarının iyi bildiği birşey. İşlerinin temelinde diyalog yatıyor, ölçü birimleriyse replik. Alman tiyatrolarında yeni oyunlara talep yükseldiğinde 1990’lı yıllarda autor tiyatrosu yeni bir canlanma yaşadı. Bugün artık autor tiyatrosu günü koymayan veya bunun için ödül vermeyen sahne kalmadı denebilir, en başta da Mühlheim Oyun Ödülü geliyor. Bu taltiflerden bu başarılı oyun yazarları da nasibini aldı.
Theresia Walser ünlü Alman yazarı Martin Walser’in kızı. Theresia Walser, grotesk oyunlarda gündelik dili yapay tarzda kullanarak yarattığı yabancılaştırmayla tanınıyor. “Die Kriegsberichterstatterin” (Savaş Muhabiri) gibi oyunları, sahne realizminin karşı anlayışını temsil ediyor. Son eseri “Ich bin wie ihr, ich liebe Äpfel”in (Ben Sizin Gibiyim, Elma Severim) galası Mannheim Nationaltheater’de yapıldı.
Christoph Nußbaumeder küçük burjuva yaşam tarzını mercek altına alıyor. Oyunlarında, yaşamın çelişkilerinin acısını çeken veya bu sorunlar karşısında çözülen bireyler hakim. Aşağı Bavyeralı yazarın 2005’de bir anda tanınmasını sağlayan ilk oyunu “Mit dem Gurkenflieger in die Südsee” (Biçerdöverle Güney Denizine Yolculuk). Bugün Almanya’da oyunları en çok sahnelenen genç
yazarlardan.
Nis-Momme Stockmann Alman tiyatrolarının giderek daha fazla iş verdiği kadrolu yazarlar için iyi bir örnek. Aşçılıktan gelen yazarın Schauspiel Frankfurt tiyatrosunda 2009-2012 arasında yazdığı oyunlardan biri “Die Ängstlichen und die Brutalen” (Korkaklar ve Gaddarlar). Oyunun doğrudanlığı ve sertliği 1981 doğumlu yazara öfkeli genç adam imajını getirdi.
Felicia Zeller taktığı çeşit çeşit renkli gözlüklerinden tanınıyor. Üslubunda tamamlanmamış cümleler ve asabi dilsel refleksler var, bu sayede gündelik durumları hiper realist bir düzeye taşıyor. Almanya’daki en başarılı yeni oyunlardan sayılan “Kaspar Häuser Meer” (Kaspar Häuser Denizi) buna örnek.
