Ana içeriğe geç

„Umut Manzaraları“

Berlin'deki festivalde Suriyeli sanatçılar, çalışmalarını takdim etmek ve başka insanlarla diyalog kurmak için buluştular.

04.10.2016
© Frankziska Preuß - „Landschaften der Hoffnung“

„Umut Manzaraları“ – Suriye'den hergün bize ulaşan yıkım ve acı görüntüleri karşısında böyle bir şeyden bahsetmek ilk bakışta anlamsız gibi geliyor insana.  Ve buna rağmen umut saçıyordu, Suriyeli sanatçıların Berlin'deki aynı başlığı taşıyan  fesivali. Çünkü başlık neyse program o. „Action for Hope“ adlı Lübnanlı bir sivil toplum kuruluşunun organizasyonuyla ve Dışişleri Bakanlığı'nın himayesi altında, 1-3 Ekim 2016 tarihleri arasında Berlin'de, Spree Nehri kenarındaki etkinlik mekanı –tadilattan geçirilmiş bir su pompa istasyonu-  Radialsystem 'de Suriyeli müzisyenler, rejisörler, oyuncular, dansçılar, fotoğrafçılar ve yazarlar çalışmalarını takdim etmek; hem birbirileriyle hem de kültür yaratıcıları ve  izleyicilerle – bir o kadar önemli olan-diyalog kurmak için buluştular.

Suriye yemeklerinin enfes kokuları karşılıyordu konukları. Henüz Almanya'ya sığınmadan önce Suriye'de yemek pişirme şovlarına ev sahipliği yapmış olan Radyo spikeri Malakeh Jezmati, meslektaşı Rita Bariche ile izleyicilerin huzurunda en iyi yemek için yarıştı: Krep adı da verilen akıtmanın biber salçası ve peynirle doldurulmuş Suriye versiyonu ve zeytinyağında buğulanmış sarımsaklı ve kişnişli ıspanaktan oluşan mezeden sonra ana yemekler geliyordu. Festivale gelen kimi mülteci Suriyelilere, aşçılar tanıdık kokularla bir memleket duygusu yaşatırken bir başka kesim Levanten usulü lezzetlerin tadını çıkardı. "Yemek pişirmek…", diye yazıyorlar organizatörler program broşürlerinde, "Suriyeliler için bir tür direniş eylemi olmuştur; kaybetme ve yabancılaşmaya karşı". Bu nedenle sonbaharın güneşli bir Berlin haftasonunda yemek pişirmek ve birlikte yenilen yemek; küçük bir ayrıntı değil,  bilakis –diğer sanatların yanı sıra- programın asli bölümüydü.

Aşçılar Suriye'nin leziz kokularını Berlin'in ortasına taşırken, Kahire'de yaşayan sanatçı Hamdi Reda Berlinli ziyaretçileri fotoğraf enstalasyonuyla, Suriye'nin komşu ülkeleri Ürdün, Türkiye ve Lübnan'daki mülteci kamplarına götürdü. Sanatçının çocuk, kadın ve erkek portreleri, yakaladığı günlük yaşam görüntüleri laf arasında tezahür ediyor, adeta hayattan yakalanıp alınmış gibi. Metre uzunluğunda,  ağırtılmamış pamuk dokumalara basılmış ve iç ısıtan bir ışıkla aydınlatılmış resimleri sığınmacılarla samimi, neredeyse mahrem buluşma anları yaratıyor. Savaş ve kaçış karşısında bir çeşit duraklama ve bir umut anı.  

Ama Hamdi Reda mülteci kamplarında sadece fotoğraf çekmiyor;  sanatçı oralarda çocuklara ve gençlere fotoğraf çekmeyi de öğretiyor. Bu atölye çalışmalarını "Action for Hope" ile ortaklaşa organize ediyor.  Lübnan'da kurulan ve halen Belçika'da tescilli olan kuruluş, 2013'ten beri Suriyeli mülteci kamplarında umut yaymayı görev edinmiş.  Sanat aracılığıyla. Her üç – beş ayda bir kültürel yardım konvoyu adlı konvoylar mülteci kamplarında atölye çalışmaları sunuyor. Sanatçıların yönetimi altında çocuklar ve gençler tiyatro oynuyor, müzik icra ediyor, resim ve film yapıyorlar. Yakında daimi olarak kurulmuş kültür merkezleri oluşacak; ilki Lübnan'da Batı Beka Vadisi'nde.

"Yemek ve sığınacak bir yer, mülteci kamplarında sağlanıyor. Peki ama ya insanın iç dünyası?", diye soruyor „Action of Hope“  Yönetim Kurulu Sekreteri Brigitte Boulad. Sivil toplum örgütünün kurulmasına bu soru yol açmış. "Umut Manzaraları" Festivali'yle  ; mülteci olarak Almanya'ya gelen Suriyeli sanatçılara umut vermek için Berlin'e geldi, „Action of Hope“. Sürgünde, diğer yeni gelenler gibi benzer sorunlardan, örneğin  bürokrasiden mağdurlar. Öte yandan, "Göreceli Özgürlük" başlığı altında yürütülen tartışma gösterdi ki, sadece mülteci olarak algılanmak değil aynı zamanda sanatçı olarak dinlenmek, onlar açısından yaşamsal önem taşıyor. „Landscapes of Hope“ gibi festivaller bunun yolunu açabilirler. Dışişleri Bakanlığı bu etkinliğin yanı sıra, sürgünde yaşayan Suriyeli sanat yaratıcıları ile Alman meslektaşları arasında ağ oluşturmaya yönelik başka girişimleri de destekliyor.  Örneğin ekim ayında yine Berlin'de, 2012 yılından beri kapalı olan Şam Goethe Enstitüsü bir kaç haftalığına "sürgünde" bir şube açacak – Suriyeli sanatçıların "Vatan ve Sürgün" ve "2020 Şam Ütopyası" gibi konulara ilişkin çalışmalarıyla.  

© www.deutschland.de