Ana içeriğe geç

Vatandaşların Avrupası yana uğraş

Başbakan Merkel vatandaş diyaloğu kapsamında katılımcıların sorularını yanıtladı ve Avrupa’nın kendisi için ne anlama geldiğini anlattı.

Johannes Göbel, 16.11.2018
Almanya Başbakanı Angela Merkel
Almanya Başbakanı Angela Merkel © Dominik Butzmann/laif

Almanya başbakanının davet edildiği bir etkinlikte halkla doğrudan diyalog ya da eşitler arası fikir alışverişi beklemek mümkün mü? Hannover’de bir sonbahar sabahının erken saatlerinde Alman hükümetinin başındaki ismi beklerken insanın aklına bu soru düşebiliyor. Başbakan otomobil tedarikçisi Continental grubunun merkez binasına vardığında havada belli bir gerilim vardı. Merkel’e yardımcılarından ve güvenlik ekibinden oluşan bir ordu eşlik ediyordu. İlk iş resmi karşılama fotoğraflarının çekilmesi oldu. Hemen ardından ağırlıklı olarak gençlerin oluşturduğu bir grubun karşısına çıkan Merkel’in ilk söylediği şeyse şu oldu: “Artık sıra projeye katılanlardan birine kulak vermeye geldi.”

Gençler Hannover’de vatandaşlarıyla yakınlaşmaktan çekinmeyen bir başbakanla karşılaştılar: Açık, rahat ve aynı zamanda dikkatini veren bir politikacı. Angela Merkel o gün her şeyden önce kulak vermeye gelmişti. Ve diyalog kurmaya. “Avrupa Üzerine Konuşalım” başlığını taşıyan ve Merkel’i vatandaşlarla buluşturan bir dizi etkinliğin parçası olan bu buluşma yalnızca Hannover’le sınırlı değildi ve daha önce Berlin ve Jena’da da gerçekleştirilmişti. Merkel’i Hannover’de hakkında daha fazla şey öğrenmek istediği “proje”nin başlığıysa “Experiencing Europe”. Continental grubunun hayata geçirdiği ve Alman gençlerine Avrupa ülkelerinde kısa süreli staj olanağı sunan projeye sekiz şirket katılıyor. Continental’in insan kaynakları müdürü Ariane Reinhart “Amacımız bilinmeyen kariyer seçeneklerini tanıtmak ve aynı zamanda Avrupa idealini güçlendirmek”, diyor. “Bunu başarmanın en iyi yolu Avrupalıları kişisel olarak tanıyıp deneyimlemek.” O gün Hannover’deki etkinliğe katılan gençlerin çoğu deneyimleriyle bunu teyit ediyor.

In vier Städten beantwortete die Regierungschefin zahlreiche Fragen im direkten Gespräch
© Presse- und Informationsamt der Bundesregierung

Söze çekingen bir tonla “daha önce Avrupa’yı tanımıyordum” diye başlayan genç bir adam stajını Continental’in Macaristan ve Romanya’daki tesislerinde yaptığını anlatıyor. Bu süreçte her iki ülkenin de teknolojide bu kadar modernleşmiş olması onun için bir sürpriz olmuş. “Experiencing Europe”un katılımcılarından bir diğer genç kadınsa Romanya’da geçirdiği sürenin ardından Avrupa genelindeki gelir eşitsizliğinden kaygı duyduğunu belirtiyor. Brexit ve Avrupa Birliği’nin parçalanmaya başlayabileceği endişesi pek çok katılımcıyı meşgul ediyor. Bundan sonra AB ve İngiltere arasında ilişkiler konusundaki soruya Merkel’in yanıtı şöyle: “Dostluk temelinde, olabildiğince ve İngiltere’nin istediğince yakın”.

Dayanışma ve bağlılık

Hükümet tarafından düzenlenen vatandaşla diyalog buluşmaları Avrupa Birliği’nin sorunlarını çözmese de, sadece kendi başına hareket etmeyip vatandaşlarla fikir alışverişine önem veren bir siyaseti temsil ediyor. Dışişleri Bakanlığı tarafından hayata geçirilen etkinliklerin ana konusu Avrupa’nın bütünlüğüydü: Avrupa’daki ekonomik ve para birimi birliğini krizlere karşı nasıl dirençli hale getirebiliriz? Avrupa iltica ve göç sorusuna nasıl dayanışmacı bir yanıt verebilir? Ortak dışişleri ve güvenlik politikası nasıl başarıya ulaşabilir? Şansölye Merkel de, Hannover’de Avrupa’nın değerleriyle ilgili soruya muhatap olduğunda konunun temellerine indi.

Hoşgörü kıtası

“Demokrasi yalnızca seçim yapmak ve seçimleri kazanmaktan daha fazlası demek” diyen Merkel sözünü şöyle sürdürdü: “Demokrasi azınlıkların haklarının tanınması, bağımsız mahkemeler ve bağımsız bir basın demek”. Merkel Avrupa’yı da düşünce özgürlüğünden inanç özgürlüğüne kendisine şekil veren özgürlüklerin arkasında durması gereken bir “hoşgörü kıtası” olarak tanımladı.

Başbakan Jena’da gerçekleşen buluşmada da temel konulara girmiş ve Avrupa Birliği’ndeki tüm aktörlerin de dikkatli olması ve barışın korunması görevinin “ciddiyetini unutmamaları” gerektiğini dile getirmişti. Jena’daki konuşmasında kalıcı bir barış projesi olarak Fransız-Alman işbirliğini örnek vermiş, fakat bu projenin de kuşaktan kuşağa özenle korunması gerektiğini dile getirerek emek vermeden barışın mümkün olmadığının altını da çizmişti.

Vatandaşları ciddiye almak

Avrupa’nın bir arada kalmasını sağlayan büyük soruların yanı sıra aynı zamanda kişisel düzlemdeki deneyimler. Örneğin 20 yaşındaki Hessen doğumlu Hasan İlhan liseyi bitirdikten sonra üniversite eğitimini yarıda bırakmış. “Experiencing Europe bana kendimi kanıtlama şansı tanıdı” diyen İlhan önce Çek Cumhuriyeti’nin Jicín kentinde, daha sonra Paris yakınlarındaki Rambouillet’de staj yapmış. Burada personel şefi ve ailesinin evinde kalmış ve şefi onun için önemli bir tavsiye mektubu yazmış: İlhan bu referans sayesinde Frankfurt/Main’daki pazarlama eğitim programına başvurabilmiş.

Hasan İlhan’a diyalog buluşmasını nasıl bulduğunu sorduğumuzda “Başbakan tarafından bir vatandaş olarak bu kadar ciddiye alınmaktan büyük mutluluk duydum” diye cevaplıyor. Stajı sırasında yaşadıkları ona Avrupa’daki diğer kültürleri tanımak konusunda da şevk vermiş. İlhan’ın Başbakan’ın ikna edici olup olmadığı sorusuna cevabıysa şu: “Avrupa için çalışacağına güvenim tam.”

© www.deutschland.de

Newsletter #UpdateGermany: You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here to: