Singapur’dan Büyükelçi Dr. Michael Witter
deutschland.de’nin “Auf Posten” (Görevde) Dizisi’nde Alman Büyükelçiler diplomasi kulislerine ve bulundukları ülkeye içeriden bir bakış sunuyorlar. 9. Bölüm: Singapur’dan Dr. Michael Witter.
Sayın Dr. Witter, bulunduğunuz ev sahibi ülke ve Almanya arasındaki ikili ilişkilere son dönemde yön veren başlıca konular neler?
2015 yılı hem Singapur’un bağımsızlığının hem de Almanya’yla ikili diplomatik ilişkilerin başlangıcının 50. yılı. Bu vesileyle bir dizi etkinlik düzenleyeceğiz. Başbakan Lee’nin Şubat ayı başındaki Almanya ziyaretinin sonucu olarak meslek odaklı eğitime yönelik işbirliğine yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu doğrultuda Singapur’da bulunan Alman şirketlerinin ve Singapore Institute of Technology’nin birlikte bakelorya programı sunacakları bir pilot proje üzerine çalışıyoruz. Programa katılımcıların mesleki yönlendirme altında yaklaşık dokuz aylık uygulamalı çalışma hayatı da dahil. Siyasi diyalog alanındaysa Paris’te yeni bir iklim sözleşmesine yönelik müzakereler ve Almanya’daki enerjide dönüşüm konuları önemli rol oynuyor. Ayrıca Singapur’la ilişkilerimizde AB’nin bölgede daha güçlü bir rol oynamasına yönelik bir tutum sergiliyoruz.
Ev sahibi ülkenizi ve Almanya arasındaki özel bağ nedir ve bu ilişkileri hangi alanda daha da derinleştirmek isterdiniz?
Singapur Asya’da kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu ülke olmasının yanısıra ekonomide dışa açıklık, güvenilir çerçeve koşulları ve teknolojiye yönelik stratejik bir vurguyla küresselleşmeyi eşine zor rastlanır bir şekilde değerlendirebilmiş bir devlet. Dolayısıyla ekonomi, yatırımlar, bilimsel işbirliği ve elbette kültür “vazgeçilmezler” arasında ve ilişkilerimizin temelini oluşturuyor. Singapur’u bölgedeki ana karargahları olarak kullanan ve şu anda 1400’ü bulan Alman şirketlerinin sayısı artmaya devam ediyor. Büyükelçilik bu alanda Dış Ticaret Odası ve German Centre ile yoğun işbirliği halinde; Singapur yönetimiyle ilişkilerimiz de çok iyi. Uzun yıllardır varlığını sürdüren Asya’daki en büyük yurt dışı Alman okulu da ekonomik bir merkez olarak Singapur’da önemli bir faktör. Buradaki bilimsel işbirliği çalışmalarımızda Fraunhofer Enstitüsü’nün yanısıra Münih Teknik Üniversitesi de önemli rol oynuyor. Korunması gereken bu bilimsel ilişkiler, geliştirilmeye de açık. Müsteşarlıklar düzeyinde sürdürülen siyasi diyalog da her iki taraf için de önemli kazanımlar sağlayacak şekilde her yıl sürdürülüyor. Güvenlik politikası alanındaysa Shangri-La Diyaloğu “Münih Asya Güvenlik Konferansı”na evrildi. Burada ele alınan bölgesel güvenlik meseleleri ve Singapur’un bu alandaki dengeleyici rolü ise günümüzde son derece ilgi çekici nitelikte.
Singapur 2015 yılında bağımsızlığı’nın ve Almanya’yla diplomatik ilişkilerin başlamasının 50. yıldönümünü kutluyor. Plananlanan etkinlikler arasında göze çarpanlar hangileri?
Biz bu yıldönümünü ilişkilerimizin yakınlığını ve Alman şirketlerinin yatırımları gibi Almanya’nın Singapur’un yapılandırılmasındaki etkilerini daha geniş bir kamuoyuna duyurmak için kullanmayı hedefliyoruz. Önemli etkinliklerimiz arasında bir fotoğraf sergisinin yanısıra burada yaşayan 8000’e yakın Alman’ın ve onların Singapurlu dostlarının davet edileceği bir piknik de var. Ayrıca Singapur Dışişleri Bakanlığı da daha 1965 yılında bağımsızlıkları ilan edilir edilmez diplomatik ilişkilerin kurulduğu 13 ülkeden biri olarak bizim de kendi katkılarımızı sunacağımız, Singapur’un dış politikasın yönelik ayrı bir fotoğraf sergisi daha planlıyor.
2015’te ASEAN Economic Community (AEC) de hayata geçirilecek. Bu neleri değiştirecek? Singapur ekonomik bağlamda gelecekte Almanya için nasıl bir rol oynayacak?
Ben AEC’yi daha ziyade bir süreç olarak görüyorum. ASEAN içerisinde hala pek çok özel ulusal çıkar gözetiliyor. Fakat tutturulan yön doğru; bir birliğinin temelinde ilk aşamada güvenlik politikasıyla ilişkili nedenlerin yer aldığını unutmamalıyız. Bu bağlamda ekonomik anlamda çok yol alındı. Singapur önümüzdeki 50 yıla da hazırlıklı ve her ne kadar sürekli bir uyum baskısı altında olsa da başarı öyküsünü yazmayı sürdürecek. Nüfusun yaşlanması, kalifiye eleman sıkıntısı ve sağlık giderleri gibi konular bakımından Singapur Almanya’yla aynı sorunları yaşıyor. Fakat ben ASEAN bünyesindeki en büyük ekonomilerin altyapı, hukuki güvence ve yolsuzluktan arınma gibi konularda Singapur’u hızla yakalayacağına ve buradaki uluslararası firmaların gruplar halinde merkezlerini başka yerlere kaydıracağına yönelik herhangi gerçekçi bir senaryo göremiyorum.
Bir ülkenin içeriden görünüşü genellikle dışarıya göre çok farklıdır. Sizin kişisel deneyimleriniz doğrultusunda Singapur hakkında hangi konunun es geçilmemesi gerekir?
Singapur kesin bir şekilde çok katı yasaları ve ağır cezalarıyla kurallara bağlı bir kent devlet. Singapur’la yoğun ilişkilerimiz çerçevesinde ölüm ve kırbaç cezalarının kaldırılmasından yana tavır koyuyoruz. Fakat ülke bugün birkaç yıl öncesine göre daha açık bir yönetime sahip. Yeni nesiller ve Singapur’da son derece yaygınlaşan sosyal medya sayesinde de bu durum aşamalı olarak rahatlayacaktır.
