“Değerlere dayalı yeni ittifaklar”

Bayan Stamm, kendi sözlerinizle açıklar mısınız: Feminist dış politika nedir? 
Bunun standart bir tanımı yok fakat çeşitli düşünceleri birbirine bağlayan temel unsurlar mevcut. Pek çok kişi feminist dış politikayı, kadınların ve marjinalleşmiş grupların haklarını, kaynaklarını ve temsil edilebilirliğini güçlendirme imkanı olarak algılıyor. Alman Hükümeti’nin takip ettiği yaklaşım da tam olarak bu. Yani aslında soru şu: Dış politika süreçlerine geçmişte pek de kulak asılmayan hangi sesler dahil ediliyor? Aynı zamanda başka bir boyut da var: güvenlik sorunu. Dış politika ile ilgili kararlarda kimlerin güvenliğine odaklanılıyor? Devletin güvenliği mi yoksa insanların güvenliği mi söz konusu?  

Alman tasarısını oluşturma çalışmalarında yer aldınız. Sizin için önemli olan neydi? 
Dışişleri Bakanlığı’nın pek çok sivil toplum örgütünün ve düşünce kuruluşlarının söz sahibi olduğu bir istişare süreci vardı. Çeşitli bakış açılarını ve taleplerin birbirine bağladığı için sürecin kendisi önemliydi. Tasarının kendini yansıtma ve gelişim imkanı için alan sunması da önemli. Bu, daha üzerinde çalışılacak çok yeni bir tasarı.  

Strateji bir yıl önceki başlangıcından bu yana neler başardı? 
Bir yandan, artık bir feminist dış politika elçisinin olması ve cinsiyet bütçelemesinin getirilmesi, yani toplumsal cinsiyet perspektifinin bütçenin her seviyesine katılması de dahil olmak üzere Dışişleri Bakanlığı'nda dahili değişikliklere etki etti. Ayrıca yeni anlatımlar da getirdi: Dışişleri Bakanı’nın konuşmaları günümüzde, başta çatışmalarda olmak üzere kadınların ve marjinalleşmiş grupların bakış açılarına odaklanıyor. Ayrıca şu anda diğer ülkeler de feminist bir dış politika izliyor, böylece değerlere dayalı yeni ittifaklar ortaya çıkıyor. 2023 yılında Annalena Baerbock ile Fransız ve Moğol meslektaşlarının daveti üzerine Ulan Bator’da gerçekleşen Dışişleri Bakanları Toplantısı buna bir örnek. Büyük siyasi sorunlar, Alman dış politikasının ana çizgileri söz konusu olduğunda hâlâ alınacak yol var. Burada temel olarak şu soru her zaman sorulmalı: Dış politika kararlarında odak merkezinde kim veya ne var?