Ana içeriğe geç

AGİT’in “Hoşgörü ve Çeşitlilik” konferansı

AGİT’in “Hoşgörü ve Çeşitlilik” başlıklı konferansı Alman Dışişleri Bakanlığında gerçekleştiriliyor. Federal yönetimin AGİT sorumlusu Gernot Erler’e üç soru yönelttik.

19.10.2016
© Stephan Pramme - Gernot Erler

Sayın Erler, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde 20-21 Ekim 2016 tarihleri arasında Almanya’nın dönem başkanlığını yürütmekte olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) önemli bir konferansını düzenleniyor. Bu konferansın konusu “hoşgörü ve çeşitlilik”. Avrupa olarak karşımızda terör, göç ve çözülemeyen krizler gibi büyük sorunlar varken AGİT neden bu iki konuyu ele almayı tercih ediyor?

Bu yıl kuruluşun dönem başkanlığını üstlenirken hedefimiz tam da AGİT’in bu konulara yaklaşımını güçlendirmekti. AGİT’in güvenlik anlayışı son derece kapsayıcı. 1990’ların başında eski Yugoslavya’da çıkan savaşların da etkisiyle toplumsal gruplara ve bireylere karşı hoşgörüsüzlüğün ve ayrımcılığın, devletlerin yalnızca iç sorunu olmakla kalmayıp uluslararası güvenliği de tehlikeye attığının ayırdına daha önce de varılmıştı. Bu bağlamda hoşgörü ve çeşitlilik için çalışmak, günümüzün güvenlik meselelerinin çözümüne de katkı sağlayacak.

AGİT hoşgörünün artmasına nasıl bir somut katkıda bulunabilir ve sizin bu konferanstan beklentileriniz neler?

AGİT temel olarak eşitlik hakkını ve insanlık onurunu koruyan ve ayrımcılığı yasaklayan kapsamlı bir yükümlülükler listesine sahip. AGİT üyesi ülkeler bu doğrultuda hoşgörüyü desteklemek ve ayrımcılıkla mücadele etmekle yükümlüler. Bu konferans aracılığıyla bugün ülkelerimizin ve dünyamızın karşı karşıya olduğu sorunların etnik merkeziyetçilik, ayrımcılık ve dışlamayla değil; ancak hoşgörü, saygı ve eşitliğin karşılıklı kabulüyle gerçekleşebileceğini göstermeyi hedefliyoruz. Birbirimize karşılı saygılı bir tutum içinde olmamız ve anlaşmazlık ve sorunlarımızı diyalogla çözmemiz gerekiyor.

Dünya genelinde pek çok ülkenin ayrımcılık dönemlerine geri dönüyor izlenimi verdiği ve toplumlarda hoşgörüsüzlüğün açık bir yükselişte olduğu şu dönemde hoşgörü nasıl işleyebilir?

Hoşgörü ancak sarsılmaz bir temele ve değerler düzenine dayandırıldığı takdirde işleyebilir. Bu değerler arasında insanlık onuru ve temel özgürlüklerin yanısıra demokratik yönetim ve hukuk devleti ilkeleri de yer alıyor. Alman anayasası bu değerleri temel alıyor. Öte yandan İnsan Hakları Sözleşmesi ve AGİT yükümlülükleri de bu ilkeler üzerine kurulu. Ayrıca diyalog ve karşılıklı olarak birbirini anlamaya çalışmak da bu değerler sisteminin birer parçası. Hoşgörünün tanımında ırkçılık ve nefret gibi hoşgörüsüzlük üzerine kurulu yaklaşımlara müsamaha edilmesi söz konusu bile olamaz.

Bu sebeple konferansın düzenlendiği süreyi ve yarattığı biraradalığı değerlendirerek hem karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak hem de farklı örneklerden ders alarak yeni fikirler ve öneriler kazanmak üzere değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bundan kastım, hoşgörünün arttırılmasına yönelik hem sivil toplum kuruluşları hem de devlet kurumları tarafından yürütülebilecek somut projeler, demokrasi ve politika alanında eğitim çalışmaları, insan haklarına yönelik bilgilendirici çalışmalar, projeler. Ayrıca özellikle de internet ortamında giderek artan ve endişe verici boyutlara ulaşan nefret yüklü dil kullanımına ve kışkırtmalara karşı neler yapılabileceğini ve halihazırda üzerinde anlaşılmış olan ilkelerin nasıl daha iyi hayata geçirilebileceğini de yoğun bir şekilde değerlendireceğiz. Fakat en önemlisi birbirimize hoşgörüyle yaklaştığımız takdirde toplumlarımızdaki çeşitliliğin büyük bir fırsat olduğunu göstermemiz gerekiyor.

“Hoşgörü ve Çeşitlilik” başlıklı AGİT konferansı 20-21 Ekim 2016 tarihleri arasında Berlin’deki Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşiyor

www.auswaertiges-amt.de/pressemitteilung

© www.deutschland.de