Ana içeriğe geç

„İklim Değişikliği Bir Dayanıklılık Testi Olacak“

John Kirton dünya çapında emsali olmayan bir G20 Araştırma Grubu'nu yönetiyor. Toronto Üniversitesi profesörünün yönetimindeki ekip, G20'nin güçlü ve zayıf yönlerinin -Hamburg zirvesi açısından da- çözümlemesini yapıyor.

05.07.2017
© dpa - John Kirton, G7 summit Ise-Shima 2016

Profesör Kirton, G20 Araştırma Grubu nasıl oluştu?

Haziran 1988'de kısmen Toronto Üniversitesi'nde gerçekleşen G7 Zirvesi'ne, Kanada ev sahipliği yapıyordu. Bu bizim görüşümüze göre G7'ye ilişkin araştırmaya başlamak ve buna göre bir eğitim programı geliştirmek için uygun bir zamandı. Toronto'daki öğrencilerim, 1989 Paris G7 Zirvesi'ne de gitmeye büyük ilgi duyuyorlardı. Soğuk savaş döneminin sonundaki değişimin başlangıcında bu zirve tarih yazdı. Biz daha sonra diğer zirveleri de izledik ve 1999'da Berlin'de yapılan G20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının buluşmasıyla başlayan G20'nin oluşumunu başından itibaren takip ettik. G7 ve G20 Araştırma Grubu'nun ilgili konulara ve üyelere ilişkin olarak hedefi; dünya çapında öncü, bağımsız bilgi ve analiz kaynakları olarak hizmet vermek. „Bağımsız“ sözcüğüne özellikle vurgu yapıyorum. Compliance-Reports başlıklı raporlarımızla dünyanın güçlülerine, hükümetlerinin daha önceki zirvelerden kaynaklanan yükümlülüklerine uyup uymadıklarını söylüyoruz.

John Kirton

G20 ne ölçüde başarılı?

Dünya çapındaki ekonomik krize verdiği tepkiyle G20 çok iyi bir iş gerçekleştirerek, Avrupa ekonomik krizinin tüm dünya düzeyinde yayılmasını engelledi. G20 ekonomik istikrar konusunda görevini yaptı. G20'nin ikinci önemli görevi, küreselleşmeyi herkes için bir kazanım haline dönüştürmektir; sadece dünya nüfusunun en üstteki yüzdesi için değil, aynı zamanda en alt tabakalar için de. Ekonomik istikrar, dünya çapında kamu esenliğine yarıyor;  ama G20 hem işçilerin, hem orta sınıfın ve hem de gerçekten fakir insanların yararına daha çok şey yapabilir. G20, binyıl kalkınma hedeflerinin ve Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin takip edilmesinde başarılı oldu. Ancak, iklim değişikliği ve açlık ölümleri tehdidi altındaki çok fazla insanın bugün hala yarı yolda bırakıldıkları göz ardı edilemez.

G20 Hamburg Zirvesi'nden ne bekliyorsunuz?

İklim değişikliğine karşı mücadele müzakereleri bir dayanıklılık testi olacak. Şansölye Angela Merkel ve diğer ülkelerin devlet başkanları ve başbakanları her şeyden önce iklim değişikliği ile mücadele için daha fazla para temin etmek zorundalar. G20'nin önderleri, fosil yakıtların çıkarılmasını sona erdirme yükümlülüklerini nihayet yerine getirmek zorundalar. Ve cinsiyetler açısından adaletsizliklere karşı da mücadele etmek mecburiyetindeler. Cinsiyetler açısından adaleti yükselttiğimiz ölçüde iklimin kontrol altına alınmasına yönelik olarak da daha iyi kararlara ulaşabildiğimizi gösteren çok şey var. Hamburg'da özellikle, daha 2007 Heiligendamm G8 Zirvesi'nde ve 2015'te Elmau Şatosu'ndaki  G7 Zirvesi'nde iklim değişikliği konusunu gündeme oturtan Angela Merkel'e büyük beklentiler yöneltiliyor. Ama Angela Merkel, bu sınamalarla baş edebilecek şahsi inandırıcılığa ve güvene sahip.

„Merkel'in Rehberi“ : Zirvenin „Sherpa“sı Lars-Hendrik Röller'in Portresi

© www.deutschland.de