Ana içeriğe geç

G20 zirvesi neler 
getirecek?

Uluslararası muhabirler Almanya’nın G20 dönem başkanlığına ve Hamburg’da gerçekleşecek G20 zirvesine ilişkin ülkelerinin bakış açıları üzerine yazdı.

04.07.2017

Araceli Viceconte: serbest gazeteci, Arjantin

Arjantin 2018 yılında devralacağı G20 dönem başkanlığını uluslararası siyaset ve finans politikaları sahnesinde kendini siyasi ve ekonomik bağlamda yapısal anlamda baştan aşağı yenilenmiş bir ülke olarak tanıtma fırsatı olarak görüyor. Başkan Mauricio Macri yönetimindeki hükümet ekonomik büyüme umutlarını özellikle yurt dışından gelecek yatırımlara, yeni ticari anlaşmalara ve dünyadaki tüm bölgelerle ticaret hacminin yükselmesine bağlıyor. Arjantin eğitim, kadın erkek eşitliği ve yolsuzlukla mücadele gibi konuların yanısıra özellikle de altyapı yatırımları ve istihdam konularına öncelik vermeyi ve dolayısıyla bu alanlarda güçlü bir profile sahip olan Almanya’nın G20 dönem başkanlığına eklemlenmeyi hedefliyor. Ülkenin bu süreçten bir diğer beklentisiyse örneğin AB ve Latin Amerika ülkeleri arasında adil ikili serbest ticaret anlaşmalarına kapı açılması. Tıpkı Almanya gibi Mauricio Macri yönetimi de G20 bünyesinde kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme stratejilerini savunmayı hedefliyor.

Yazar hakkında

Araceli Viceconte aralarında Arjantin’in en çok okunan günlük gazetesi olan ve Buenos Aires’de basılan Clarín’in de olduğu çeşitli Latin Amerikalı medya kuruluşları için Almanya’dan bildiriyor.

Shogo Akagawa: Nikkei, Japonya

Almanya Başbakanı Angela Merkel serbest ticareti savunuyor, ama asıl soru Almanya’nın partnerinin kim olabileceği. Asya bu soruya cevap olabilir. Başta Japonya olmak üzere Asya ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri karşısında Almanya’nınkine benzer bir pozisyonda. Donald Trump yönetimi “America first” sloganıyla Trans Pasifik Ticaret Anlaşması (Trans-Pacific Partnership, TPP) ve ABD ve AB arasında imzalanması planlanan Trans Atlantik Ticaret Yatırım Ortaklığı (Transatlantic Trade and Investment Partnership, TTIP) gibi çokuluslu ticari anlaşmalara karşı tavır koydu. Asya ülkelerinin ve Almanya’nın tüm güçleriyle ABD’yi serbest ticaretin korunması gerektiği konusunda ikna etmesi gerekiyor. Şimdi her şey Mayıs sonunda ve Temmuz başında Avrupa’da gerçekleşecek olan G7 ve G20 zirvelerinin var olma nedenlerini ne kadar başarıyla savunacaklarına bağlı. Eğer Almanya Avrupa dışında önemli serbest ticaret ortakları arayacaksa geriye yalnızca Japonya ve Kanada kalıyor. Bunun gibi belirsiz dönemlerde büyük sanayi ülkelerinin ve 
ekonomileri yükselişte olan ülkelerin oluşturduğu gruplar istikrarın güvencesi olmak zorunda. 
Hamburg’daki G20 zirvesi Almanya’nın çok taraflı ilişkileri koruyup koruyamayacağı konusunda bir 
sınav niteliğinde olacak.

Yazar hakkında

Shogo Akagawa kısaca Nikkei olarak anılan Japon ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun’un Avrupa, Orta Doğu ve Asya baş muhabiri. Gazete üç 
milyon baskıya ulaşıyor.

Jack Ewing: The New York Times, ABD

Amerikalılar G20 zirvesini kaçınılmaz olarak yeni başkanlarının onlara sunduğu pencerelerden bakarak algılıyorlar. Trump’ı olumlu değerlendirenler onun ortalığı karıştırmasını umacaktır. Destekçileri Trump avroyu kötülediği ya da Avrupa hükümetlerini çeşitli şekillerde provoke ettiği zaman ona alkış tutacak. Özellikle de başkan Hamburg’dan tartışma yaratacak bir kaç tweet atarsa daha ne istenir? ABD’de Trump’ı takdir etmeyenler ise, Başbakan Merkel’in ve diğer Avrupa hükümet başkanlarının Trump’ı yeniden Atlantik ötesi ortaklığa geri dönmeye ikna etmesini umacak. G20 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları bu yılın başında Baden Baden’da (Almanya) bir araya geldiklerinde Almanya maliye bakanı Schäuble ve diğer ülke temsilcilerinin ABD delegasyonunu ılımlı yollarla uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısı konusunda ikna etmeye çalışacağı netleşmişti. Fakat sonuç bildirgesinde serbest ticaretin savunulmasına yönelik tartışma bu çabaların yalnızca kısmen başarıya ulaştığını ortaya koydu. Üstelik ABD başkanının başına buyruk eğilimlerini yumuşatmak, onun daha uysal karakterli maliye bakanına kıyasla çok daha güç olacak. Fakat Donald Trump bugüne kadar ani dönüşler yapabildiğini gösterdi. Pek çok Amerikalının umudu, gerçekleşecek zirvenin ABD başkanının bir şovmen yerine devlet adamı benzeri bir role 
bürünmesine dönük gelişimde bir adım daha ileri 
gidilmesine ön ayak olması.

Yazar hakkında

Jack Ewing New York Times’ın Avrupa ekonomi servisi muhabiri. Ewing çalışmalarını Almanya’nın finans metropolü Frankfurt/Main’da yürütüyor.

Hendrik Schott: Naspers, Güney Afrika

Afrika kıtasının G20’deki yegane temsilcisi olarak Güney Afrika’nın zirveden özel beklentileri var ve bu bağlamda Afrika Birliği ve NEPAD’ın da davet edilmesinden çok memnun. “Afrika’yla Ortaklık” projesi de çok büyük bir önem arz ediyor ve bu çerçevede başta altyapı ve enerji tedariği konusuna büyük oranda daha yüksek yatırım gerçekleşmesi umuluyor. Kıtanın en büyük ekonomisi olarak Güney Afrika mülteciler için bir mıknatıs niteliğinde. İlticanın sebepleriyle mücadele, küresel sağlığa ilişkin meseleler ve beslenme güvencesinin güçlendirilmesi bu bağlamda büyük önemde. Afrika’nın ticaret ve iklim konularındaki konumuysa her zaman Afrika’nın genelinin çıkarlarıyla doğrudan örtüşmeyebiliyor.

Yazar hakkında

Dr. Hendrik Schott Güney Afrikalı büyük medya 
kuruluşu Naspers için 
Almanya ve Avrupa Birliği’nden bildiriyor.

Cécile Calla: Bağımsız gazeteci, Fransa

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un birinci önceliği „Dünyadaki köklü değişiklerinin kendilerini unuttuğunu düşünen Fransızlar“ın korunması. Macron küreselleşmeye açık bir tutum içinde, ama adil yönde gelişmesinden yana ve özellikle finans piyasaları düzenlemeleri ve yolsuzlukla mücadele konularında güçlü bir rotayı devam ettirmek istiyor.

Yazar hakkında

Cécile Calla Alman 
medyası için Fransa’dan ve Fransız medyası için Almanya’dan bildiriyor. Calla daha önce Le Figaro ve Le Monde için muhabirliğin yanısıra ParisBerlin dergisinin de genel yayın yönetmenliği görevlerini yerine getirdi.