Almanya okulla ilgili konuları kıyasıya tartışıyor
El yazısı, notlar ve ev ödevini savunanların ve karşı çıkanların gerekçeleri; öğrencilerin ve ebeveynlerin hassas oldukları konular.
El yazısının kaldırılması
Savunan görüş: Gündelik hayat giderek daha fazla dijitalleşiyor. Finlandiya’da okullarda el yazısı kaldırılmış durumda. Bu fikri savunanlara göre metinlerini klavyeyle yazan öğrenciler içeriğe daha iyi konsantre olabiliyor ve yazma alıştırmalarıyla vakit kaybetmiyor. Otomatik kontrol yazım kurallarına uyulmasını kolaylaştırıyor. Son olarak da ortak yazı karakteri kullanılması öğretmenin işini kolaylaştırıyor ve “karınca yazısıyla” kağıt veren öğrenciler not açısından olumsuzluk yaşamıyor.
Karşı görüş: Karşı görüşte olanlara göre, elle yazmak kolaylıkla terkedilemeyecek kültürel bir miras. El yazısı kişiliğin de ifadesi. Yazarken çizgilere hakimiyet ince motor becerileri geliştiriyor. Ayrıca yazma sırasındaki fiziki hareketler, öğrencilerin içeriği bütünleşerek algılamasını ve zihinlerine daha iyi yerleştirmelerini sağlıyor.
Okul notları
Savunan görüş: Okul notları bir referans sağlıyor. Her öğrenci kendi başarı durumunu başka öğrencilerinkiyle karşılaştırabiliyor. İyi notlar, aynı şekilde çaba harcamaya devam etme, kötü notlar ise daha fazla çaba gösterme motivasyonu sağlıyor. Çocukların başarısızlıkla da baş etmeyi öğrenmesi gerekiyor. Anne babalar notlara bakarak çocuklarının okuldaki gidişatının iyi mi olduğunu, yoksa desteğe mi ihtiyaç olduğunu anlayabiliyorlar.
Karşı görüş: Karşıt görüştekiler not olayınnı adil görmüyor ve notu veren öğretmenin tarzından ve sempatisinden etkilendiği için bir ölçüde sübjektif değerlendirme olduğunu düşünüyor. Ödül ve ceza sistemi öğrenciler üzerinde gereksiz bir baskı oluşturuyor. Öğrenme gidişatı konusunda öğretmen ve öğrenciler arasında düzenli görüşmeler yapılması daha iyi.
Ev ödevleri
Savunan görüş: Ev ödevleri okulda öğrenilen içeriğin evde pekiştirilmesine yarıyor. Örneğin yeni tabirler ancak tekrarla yerleşiyor. Öğrencilerin kendi başlarına öğrenme ve zaman planlaması konusunda öz sorumluluk kazanıyor. Haftalık planla bu daha da güçlendirilebilir. Buna göre öğretmen pazartesileri ödevleri verir, öğrenciler de haftanın günleri içinde bunları yerine getirebilirler.
Karşı görüş: Öğrenciler uzun bir okul gününün ardından spor, arkadaşlarla buluşma için boş zamana ihtiyaç duyarlar, oysa ev ödevleri stresi artıran bir etki yapıyor. İyi eğitimli olmayan kesimlerin çocukları dezavantajlı duruma düşer, zira diğer kesimlerde anne babaların desteği ve özel ders aldırılması gibi imkanlar söz konusu. Alıştırma çalışmaları da okulda halledilmeli ve burada öğretmenin desteğinden de yararlanılabilir.
G8 reformu
Savunan görüş: Almanya’da öğrenciler önceleri dokuz yıl liseye (Gymnasium) giderdi (kısaca G9), ama sonra G8 reformuyla bu süre kısaltıldı. Öğrencileri yararsız içeriklerle uğraştırmamak için müfredat sıkıştırıldı. Lise mezuniyetine bir yıl daha önce kavuşuyorlar ve böylece üniversite sonrası meslek hayatına da bir yıl daha önce girebiliyorlar. Bu sayede uluslararası düzeyde de rekabette geri kalmazlar ve istihdam piyasasında olanakları azalmaz. Kazanılan bu bir yıl, bireysel gelişim için de kullanılabilir.
Karşı görüş: G8 performans odaklı bir modeldir. Pek çok öğrenci yüksek öğrenme baskısından şikayetçi. Gereksiz ölçüde bir baskı var, alıştırma ve öğrenileni derinleştirme için fazla zaman kalmıyor. Uzun okul gününün sonunda kişisel ilgilere yer kalmıyor. G9 modelinde liseyi bitirenler genellikle reşit de oluyorlar, oysa G8’de üniversite hayatına reşit olmadan başlanmak durumunda kalınabiliyor.