Ana içeriğe geç

“Daha Cesur Olmak Zorundayız“

İnovasyon uzmanı Marion A. Weissenberger-Eibl, geleceğin konuları ve önemli meydan okumalar konusunda Almanya’nın güçlü yanlarını anlatıyor.

Söyleşi: Johannes Göbel, 23.05.2021
Marion A. Weissenberger-Eibl: “Hata anlayışını uyarlamak“
Marion A. Weissenberger-Eibl: “Hata anlayışını uyarlamak“ © Rahel Täubert

Söz konusu inovasyon gücü olduğunda o, Almanya’nın en aranılan otoriteleri arasında sayılıyor, Şansölye Angela Merkel’in de ona danışmışlığı var: Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü (KIT) profesörü ve Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırmaları Enstitüsü (ISI) Direktörü Marion A. Weissenberger-Eibl. Bu söyleşide Almanya’nın inovasyon kültürü, öğrencilerle çalışması ve korona pandemisinin ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında konuşuyor.  

Sayın Profesör Weissenberger-Eibl, Almanya’nın inovasyon kültürü için tipik olan bir şey var mı?
Eminim ki,  yüksek teknolojik talepler içeren karmaşık sorunların üzerine gitmek, Almanya’da bizim güçlü yanlarımız arasındadır. İnovasyon gücüne sahip olmak, aynı zamanda kendine özgü nişler bulmak anlamına da geliyor. Almanya, tesis ve makine yapımı dallarındaki gücüne güvenebilir; ama aynı zamanda da mobilite, akıllı konut ve de dijitalizasyon ve sürdürülebilirliğin etkili biçimde birbirine bağlanması, Almanya’da bizlerin ayrıcı özelliğini oluşturuyor ve bunlar bana göre geleceğin konuları. Bu dallarda öncü konumunu koruyabilmek için daha fazla denemeler yapmak, daha cesur olmak ve daha erken safhada disiplinlerarası iş birliği yapmak zorundayız. Aynı zamanda da “hata” anlayışımızı, bir fikrin erken “başarısızlığa uğramasını” yenilgi olarak değil, bilakis geleceğe yönelik önemli bir adım olarak değerlendirecek biçimde uyarlamalıyız.

Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü KIT İnovasyon ve Teknoloji Yönetimi kürsüsünün hamilisiniz. İnovasyon gücünü nasıl anlatıyorsunuz?
Öğretimde her şeyden önce bir temel duruş aşılıyorum. Öğrenciler benim derslerimde inovasyonlara açık bir düşünce tarzı öğreniyorlar. Hangi kararların iyi olduğunu ve hangilerinin üzerinde daha çalışmamız gerektiğini saptayabileceğimiz bir refleksiyon süreci de bunun bir parçası. Biz bunu, farklı bakış açılarını değerlendirebilmeye yönelik sistematik objektif bakış olarak tanımlıyoruz. Bu yöntem sırf geçmişteki davranışlar için değil, aynı zamanda da yaklaşan kararlar için kullanılabilir ve bu aynı şekilde her firmaya da tavsiye edilebilir. Biz, birlikte ilerlemeler kaydedebilmek için siyasi, bilimsel, ekonomik ve toplumsal bakış açılarını bir araya getiriyoruz.

Kalorifer üreticisi Viessmann: Krizde solunum cihazları da üretiyor.
Kalorifer üreticisi Viessmann: Krizde solunum cihazları da üretiyor. © picture alliance/dpa/Viessmann

Korona krizi aslında aynı zamanda bir inovasyon lokomotifi mi?
Geçtiğimiz yıl, birçok firmanın kriz durumunda geleceğe yönelik yatırım yapmaya yeterli derecede yatkın olmadıklarını gözlemlemek mümkün oldu. Paranın tasarruf edilmesi söz konusu olduğunda bu, araştırma ve geliştirme alanında çabucak gerçekleşiyor. Öte yandan olumlu etkiler de var. Özellikle dijital teknolojiler alanında yeni fikirlere yatırım yapmak firmalara yararlı oldu. Bunun benzeri, mevcut ekspertizlerin güncelde gerek duyulan ürün ve servislere aktarılabildiği fikirler için de geçerli; örneğin kısa sürede solunum cihazları üretimi gibi. Tam da “İcatlar ihtiyaçtan doğar” özdeyişine göre. Gelecekte de sürdürülebilir inovasyon gücüne sahip kalmak için, fikirleri hızla test etme ve hayata geçirme özelliğimizi muhafaza edelim.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: