“Dünya Mirası bir rekabet değil”
UNESCO Genel Müdürü Irina Bokova’yla Dünya Mirası’nın ulusal ve uluslararası önemi üzerine.

UNESCO’nun Bulgar Genel Müdürü olarak Irina Bokova aynı zamanda Kültür Mirası’nın en üst düzey kollayıcısı. Bukova 2009’dan beri organizasyonun başında.
UNESCO şu an itibariyle 981 yeri dünya kültür mirası olarak izliyor. Bu sıfata niçin ihtiyaç duyuyoruz?
Dünya Mirası Konvansiyonu’nun yapmak istediği şey, öne çıkan ve evrensel değer taşıyan yerleri saptamak ve koruma altına almak. Temel amaç, bugünün ve geleceğin kuşakları için kültür ve doğa miraslarımızın en iyilerini korumak. Konvansiyon’u imzalayan 190 ülke bunun için uluslararası standartlar getiriyorlar. Bu topluluk kapsayıcılığı ve erişim alanı bakımından benzersiz.
Ama bir yerin uluslararası düzeyde dikkatleri çekmesi, turizmin belirleyiciliği altına girmeye yol açarsa bir soruna dönüşebilir. UNESCO burada bir dengenin sağlanması için neler yapıyor?
UNESCO yenilikçi, sorumlu bir turizmden yana tavır alıyor, bu müstesna yerleri gereğince korumak için destek veriyor. UNESCO, sürdürülebilir ve anıtsal varlıkları gözeten bir seyahat tarzına yönelik programıyla yereldeki halkı da içine alan proaktif bir turizm yönetimini destekliyor.
Almanya’dan daha fazla dünya mirası yerine sahip sadece üç ülke var. Bu yüksek yoğunlaşmanın bir açıklaması var mı?
Burada bir rekabet durumu yok. Almanya Konvansiyon’u 1976 yılında imzalamış bir ülke ve katılımcı ilk 25 ülke arasında. Yani Almanlar erken başladı.
Siz Almanya’nın hangi dünya mirası yerlerini gördünüz, sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Berlin Müzeler Adası çok hoşuma gitti, özellikle de Bergama Sunağı.
Söyleşi: Helen Sibum