Ana içeriğe geç

“Yasadışı kazılar tahmin edilemeyecek bir boyuta ulaştı”

Suriye ve Irak’ın zengin kültürel mirası tehlikede. Alman Dışişleri Bakanlığı söz konusu mirasın korunması için girişimlerde bulunuyor. Bu konuda Arkeolog Michael Müller-Karpe ile görüştük.

09.12.2015
© dpa/Photoshot - Illegal excavations

Sayın Michael Müller-Karpe, Suriye ve Irak’taki yasadışı arkeolojik kazıların boyutu hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?

Savaş ve kaos ortamı yağmalama için ideal bir ortam teşkil ediyor. Bu nedenle yasadışı kazılar tahmin edilemeyecek bir boyuta ulaştı. Yağmacıların Suriye’deki arkeolojik alanlarda buldozerlerle dolaştığı biliniyor. Yasadışı kazılar meselesinde en büyük sorun varlıkların çalınması değil, sonuçta bunlara el konabilir ve eserler yeniden asıl sahiplerine teslim edilebilir. Geriye dönüşün mümkün olmadığı bir şekilde tahrip edilen şey, atalarımız hakkındaki bilgilerin saklı olduğu toprağın arşiv özelliği. Suriye ve Irak, Mezapotamya, bu topraklar medeniyetin beşiği. Yazının, astronominin, matematiğin bulunmasını biz buralarda yaşamış olan insanlara borçluyuz. Bu insanların, kendileri hakkında bize aktarabileceklerinin önemli bir bölümü, buluntuların çıktığı yerin sunduğu bağlamda yatıyor. Yasadışı kazıların yol açtığı en büyük kayıp budur.

Antik sanat eserlerinin korunması hakkındaki kanunun yenilenmesini savunuyorsunuz. Bu konuda nelerin değişmesi gerekiyor?

Burada en önemli mesele, sadece herhangi bir listeye dahil olan eserlerin korunması gerektiği ilkesinden vazgeçilmesi. Yasadışı kazılarda ortaya çıkarılan buluntuların bu tür listelerde yer alıyor olması mümkün değil. Temelde tüm arkeolojik buluntuların koruma altında olması gerekir, özellikle de kaynağı konusunda şüphenin var olduğu buluntuların. Sonuçta antik eserler tavan aralarından ya da kendi atalarının yadigarlarından gelmiyor. Yasal kazılarda ortaya çıkarılan buluntular müzelere teslim ediliyor. Yani bugün piyasada satın alınan antik varlıklar genelde yasadışı kazılarda bulunan varlıklar. Arkeolojik buluntu ticaretinin temelde suç unsuru teşkil eden bir eylem olduğunu ifade eden bir yasaya acilen ihtiyacımız var. Elbette söz konusu varlıkların yasadışı kazılarda elde edilmiş olmadığı ve menşe ülkesinden yasadışı yollarla kaçırılmadığının ispatlanmasıyla suç unsuru ortadan kalkıyor.

Yasadışı antik sanat eserleri ticaretinin aktörleri kimler?

Bu konuda asıl suç işleyenler aslında eserlerin nereden geldiğini sorgulamadan eserleri satın alanlar. Özellikle de Batıdaki alıcılar. Her ne kadar Irak ve Suriye’den gelen kültür varlıklarının ticaretinin suç sayıldığı AB tüzükleri çıkarılmış olsa da, varlıklar sanki Türkiye’den geliyormuş gibi gösterilerek bu düzenlemeler dolanılıyor. Bu nedenle, üçüncü bir ülkenin değil, varlığın menşe ülkesinin ihracat lisansının sunuluyor olması gereğinin kanunda güvence altına alınması gerekir. Aralarında IŞİD teröristlerinin de bulunduğu, bu ticaretten kar sağlayanların listesi gerçekten uzun.

Michael Müller-Karpe (60) Mainz kentindeki Roma German Müzesi arkeologu. Arkeolog, antik varlıkların yasadışı ticaretiyle mücadele ve nereden geldiği konusunda şüpheli olan arkeolojik kültür varlıkları ticaretinin yasaklanması konularında aktif olarak çalışıyor.

http://web.rgzm.de

http://www.auswaertiges-amt.de/cae/servlet/contentblob/717274/publicationFile/209900/Kulturgueterrueckfuhrung_Flyer.pdf

© www.deutschland.de