Ana içeriğe geç

Bakir Ormandan Gelen Virüs

Yeni virüs enfeksiyonları ile ekosistemlerin korunması arasında nasıl bir bağ olduğunu Ulm Üniversitesi’nde görevli uzman Simone Sommer açıklıyor.  

Kim Berg, 02.06.2020
 2019’da Amazonlar tropik ormanının büyük kesimleri, tarım alanı açmak amacıyla çıkarılan yangınlarda  imha edildi.
çıkarılan yangınlarda imha edildi. © picture alliance/dpa

Domuz gribi, Ebola, SARS ve şimdi de Kovid-19: Çoğu salgının kökleri hayvanlar aleminde, bunlar zoonoz diye tanımlanan, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar. Oysa virüsler, ekosistemin doğal parçalarıdırlar ve insanların ve hayvanların bağışıklık sistemiyle sürekli bir mücadele içinde yaşarlar. Ama  hayvansal virüsler insanlara neden bulaşıyor?  

Enfeksiyon Riski Ekosistemlerin Tahrip Edilmesi Yüzünden Büyüyor

„Yeni tür zoonoz enfeksiyon hastalıkları, ancak virüslerle, bağışıklık sistemi bunlara uygun olmayan türler karşılaştıklarında oluşabilir” diye izah ediyor Profesör Simone Sommer. Biyoloji profesörü Sommer, Ulm Üniversitesi Evolüsyun Ekolojisi ve Doğa Koruma Genomiği Enstitüsü’nü yönetiyor ve zoonozlar konusunda uzman. Burada hastalıkların hayvanlardan insanlara nasıl bulaşabildikleri araştırılıyor. Hayvandan insana bulaşma, el değmemiş uyumlu ekosistemler bozulduklarında gerçekleşiyor. Böylece insanlar, normalde karşılaşmayacakları hayvan ve bitkilerle temasta bulunuyor.  

Dieses YouTube-Video kann in einem neuen Tab abgespielt werden

YouTube öffnen

Üçüncü taraf içeriği

İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen YouTube kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.

Rıza formunu aç

Piwik is not available or is blocked. Please check your adblocker settings.

Artan dünya nüfusu nedeniyle insanlar doğal yaşam alanlarına gitgide daha fazla giriyorlar. Buralarda yerleşim yerleri, caddeler ya da barajlar inşa ediyor, sık sık el değmemiş ormanları tahrip ederek örneğin soya ya da palmiye yağı elde etmek için plantasyonlar kuruyorlar. „Böylece hayvanların yaşam alanları tahrip ediliyor. Tür toplulukları değişime uğruyor, değişikliklere ancak zor uyum sağlayabilen hassas türler azalıyor, ya da tamamen kayboluyorlar; biyolojik çeşitlilik azalıyor” diyor Sommer. Başka türler; genelci diye tanımlanan türler ya da oraya sokulmuş yayılmacı türler, değişime uğramış çevrede çok güçlü biçimde çoğalabiliyorlar.  

Bağışıklık Sistemi Yeni Virüslere Hazır Değil

Toprağın kullanım biçiminin değiştirilmesinin sonucu olarak insanlar, yararlı havanlar ve vahşi hayvanlar gittikçe birbirine daha da yaklaşıyor. Aynı şey, bu hayvanların içlerinde taşıdıkları ve insanların daha önceden belki de hiç temas etmedikleri virüsler için de geçerli. Yani, doğal bağışıklık sistemi bu virüse hazırlıklı değil. „İnsanlar, yararlı hayvanlar ve vahşi hayvanlar arasındaki temas oranı aşırı derecede yükseliyor. Ve bunun yeni tür virüslerin bulaşma olanakları ve böylelikle zoonozların oluşması açısından sonuçları var“ diye açıklıyor uzman Sommer.

 Simone Sommer, Ulm Üniversitesi Evolüsyon Ekolojisi ve Doğa Koruma Genomiği Enstitüsü’nü yönetiyor.
Enstitüsü’nü yönetiyor. © privat

Türleri Daha Fazla Koruyarak Pandemilerin Önlenmesi

„Korona krizi, insanlığın bir dönüm noktasında bulunduğunu gösteriyor. İnsanlık, elde kalan doğal alanları korumak zorunda. Siyasi ve ekonomik kararların alınması esnasında çevrenin ve türlerin korunmasına nihayet gereken önem verilmek zorundadır“ diye talepte bulunuyor Profesör Sommer.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: