Unicorn şirketler nerelerde iyi gelişiyor
Alman startup’ların sayısı artıyor – hatta değeri bir milyar ABD Doları’nı aşan şirketlerin sayısı da.

Kendi fikirlerini gerçekleştirmek ve böylece tam gaz işe koyulmak – bu pek çok şirket kurucusunun hayallerini süslüyor. Almanya’da bu hayali gerçekleştirmeye hazır olanların sayısı artıyor: 2024 yılında 2.766 startup kuruldu, bu rakam önceki yıla kıyasla yüzde on bir daha fazla. Şirketlerin çeşitliliği adeta sınırsız ve teknolojik sıçramayı yansıtıyor: YZ destekli teşhisten sürdürülebilir mobiliteye ve akıllı tarım teknolojilerine kadar.
Dieses YouTube-Video kann in einem neuen Tab abgespielt werden
YouTube öffnenÜçüncü taraf içeriği
İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen YouTube kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.
Rıza formunu açÖrneğin Quantune. 2020 yılında kurulan Berlinli startup el bileği için bir mini spektrometre geliştirdi. Bu sayede glukoz, laktat, kolesterol veya ürik asit gibi biyobelirteçler basit, kolay ve gerçek zamanlı olarak ölçülüyor. Bu sağlık teknolojileri şirketi halihazırda pek çok kez ödül aldı; bir kamu bankası olan KfW Bank Quantune’a “KfW Kurucular Ödülü”nü verdi. Ve şu da bilhassa önemli: Bu startup ilk finansman turunu başarıyla tamamladı.
Kurucular için Berlin: yaratıcı, uygun, uluslararası
Berlin uzun zamandır Alman kurucular sahnesinin odağı. Tüm dünyadan gelen geliştiricileri, tasarımcıları, iş uzmanlarını Spree Nehri’ne çekiyor. Her üç kurucudan birinin uluslararası bir geçmişi var. Alman başkenti neden bir mıknatıs gibi çekiyor? Çok basit: Berlin cazip bir metropol, nispeten daha uygun ve büyük bir avantajı daha var: Pek çok Alman risk sermaye şirketi de burada varlığını sürdürüyor.
On yıl önce Almanya’da risk sermayesi yaygın değildi. İnovatif yeni şirketler ilk adımı attıktan sonra hızlıca yurtdışına çıkıyordu. Günümüzde durum değişti: Erken dönemde finansman iyi çalışıyor. Pek çok özel sermaye genç şirketlere akıyor. Ülke, eyaletler ve belediyeler de pek çok alanda teşvikler veriyor. 2030’a kadar startuplar için on milyar Euro tutarında resmi gelecek fonu sağlanacak. Sonraki aşamalar için de sermaye şirketlerini ve startupları bir araya getiren pek çok fırsat var, yakında AB düzeyinde de. Startup Birliği’nden Sebastian Pollok “Avrupa sermaye piyasasının daha da geliştirilmesi buradaki startupların uzun vadeli başarısı için bir anahtar” diyor. “İlk halka arzlar sadece ekonomimizdeki küresel rekabet becerisini geliştirme değil aynı zamanda startuplar için kendi kendini sürdürebilen finansman döngüsü yaratma fırsatı sunuyor.

Elbe’deki Silikon Saksonya
Sahne değişimi: Elbe Nehri’nin kenarında kurulan Dresden’de Bitteiler dikkatleri üzerinde topluyor. Teknik üniversiteden ayrılan şirket yapay zeka (YZ) yardımıyla sensör verilerini sıkıştıran bir yazılım geliştirdi. Kurucu Maroua Taghouti LinkedIn’de “Bu, altyapınızı geliştirmek zorunda kalmadan daha fazla sensör kullanılabileceğiniz, daha iyi veriler toplayabileceğiniz ve daha güçlü YZ modelleri eğitebileceğiniz anlamına geliyor” diye açıklıyor. Kullanım alanları ise endüstriyel imalat ve robotik. Bitteiler’de ondan az çalışan var fakat Nisan 2025’te Alman endüstrisinin muhtemelen en büyük vitrini olan Hannover Fuarı’na katılım sağladı.
Aynı zamanda Bitteiler Almanya’nın metropoller dışındaki diğer bölgelerinde de oluşan ekosistemler için iyi bir örnek oluşturuyor. Geçtiğimiz yıllarda Saksonya’da yaklaşık 700 startup kuruldu, bunların arasında Staffbase ve Sunfire’ın da yer aldığı iki milyar dolarlık değere sahip “unicornlar”, yani bir milyar doların üzerine değere sahip startuplar, yer alıyor. Bugün Dresden “Silikon Saksonya” olarak anılıyor, Avrupa’nın önde gelen mikroelektronik kümelerinden biri. Infineon, Bosch veya GlobalFoundries gibi küresel oyuncular, orta ölçekli şirketler ve Dresden Teknik Üniversitesi ya da Fraunhofer ve Max Planck Topluluğu kurumlarının yanı sıra Helmholtz Topluluğu gibi araştırma kurumlarıyla işbirliği yapıyor. Bu, yeni iş modellerini ateşliyor. Buna ek olarak Dresden’deki yaşam ve işletme maliyetleri de görece daha düşük. Bu, kurucular için finansal bir özgürlük alanı sağlıyor.

Münih’teki yoğun network
Buna karşı Münih’te yaşam daha pahalı. Bavyera’nın popüler eyalet başkenti özellikle Münih Teknik Üniversitesi (TUM) etrafında verimli, yoğun ve son derece başarılı bir ekosistem oluşturdu. Financial Times buradaki startup merkezi UnternehmerTUM’u tekrar Avrupa’da birinci sıraya layık gördü.
Münihliler prototiplerin üretimi ve risk sermayedarlarına yapılan sunumlarda kurucuları destekliyor hem de gelecekteki şirket yöneticileri için davranış önerileri sunuyor. Güçlü yanlarından biri de Airbus, ve BMW gibi holdingleri küçük ve orta ölçekli işletmelerle, yüksekokullarla, sermayedarlarla ve yetkililerle bir araya getiren dallanıp budaklanmış bir network. Bilimsel veya mühendislik teknolojisi açısından derinlemesine teknoloji odaklı fikirler, en iyi fırsatları Münih’te yakalıyor.

Doğru zamanda doğru fikir
Örneğin Helsing: 2021 yılında kurulan şirket, askeri uygulamalar için YZ tabanlı yazılımlar geliştiriyor. Helsing dronları 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana bölgede kullanılıyor. 2024 yılında şirket 450 milyon Euro’nun üzerinde finansmanı temin edebildi. Helsing’in artık 400’ün üzerinde çalışanı var ve beş milyar Euro değere sahip.
Böylece Helsing kısa bir sürede Almanya’nın milyarlık unicorn şirketlerden biri oldu. Geçtiğimiz yıl Almanya’da bunların sayısı iki katından fazla artarak 28’e ulaştı. Startup Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Verena Pausder “Almanya’daki ve Avrupa’daki unicornların sayısı son yıllarda sürekli arttı” diyor. “Bu, inovasyon gücümüzün bir kanıtı.”
Fakat hayaller her zaman gerçekleşmiyor. Rafael Laguna de la Vera’ya göre genç şirketlerin start alması için belirleyici olan üç faktör var: “doğru düşünce yapısı, inovasyon dostu olmak ve riske girebilmek”. Laguna de la Vera, 2019 yılından beri inovasyonları belirleyen, eşlik eden ve finanse eden Federal Atılım İnovasyonları Ajansı’nı (SPRIND) yönetiyor. Bu bağlamda ajans son derece hızlı, bürokrasiden uzak ve hedefe odaklı şekilde destek sağlıyor – bu sadece 2024 yılında 220 milyon Euro’ydu. Laguna de la Vera emin “Kurucular Çağı 2.0 geliyor”.
Bunun için ABD’den beklenmedik bir destek geliyor. SPRIND Başkanı, şimdiye kadar cazip olan uluslararası odaklı ABD kültür modelinin Donald Trump’ın kısıtlayıcı politikası nedeniyle cazibesini kaybedebileceğini düşünüyor: “Tüm parlak zekalar oraya gitmek istiyordu, ama şimdi durum değişiyor.” Bununla birlikte güncel durum Almanya ve Avrupa’da daha fazla umut vaat eden kuruluşlar için büyük bir fırsat sunuyor.