Yazar Rafik Schami ile Söyleşi
O, 30 yıldan uzun bir zaman önce Suriye’den Almanya’ya kaçtı. Bugün, mülteci kamplarında yaşayan yurttaşlarına yardım ediyor. DE’nin, yazar Rafik Schami ile söyleşisi:
Sayın Schami, siz bir defasında: „Her uyandığımda önce Şam’ı düşünüyorum.” yazmıştınız. Son zamanlarda sayısız insan Suriye’den kaçmak zorunda kaldı. Siz onlar için uğraşı veriyorsunuz. “Yeni” sığınmacılar da benzer şeyler mi hissediyorlar?
Sürgün, daima kişisel kaderle sıkı sıkıya bağlantılıdır. Sürgündeki durumlarını aynı biçimde idrak eden iki insan tanımıyorum. Ancak, büyük ortak yanlar var: Bütün Suriyeliler, ülkelerinin ve kültürlerinin tahrip edildiği deneyimini paylaşıyorlar. Onların çoğunluğu, yarın yerine hemen bugün ülkelerine geri dönmek istiyor. Harabeye dönmüş bunca çok güzel şehir için ve yaşamını yitirmek zorunda kalan onca insan için duydukları yas da ortak.
Suriyeli mültecilere somut olarak nasıl yardım ediyorsunuz?
Sürekli olarak ve yılmadan kamu oyunun dikkatini onların başına gelenlere çekmek suretiyle. Dünya çabuk unutuyor ve ilgisizlik, mültecilerin en büyük düşmanı. Arkadaşlarla birlikte Tübingen’de „Schams“ derneğini kurdum. Özellikle Lübnan, Türkiye ve Ürdün’de bulunan mülteci kamplarındaki çocuklara ve gençlere yardım ediyoruz. Hayır amaçlı etkinlikler, bağışlar ve eylemler aracılığıyla onların yaşam zorluklarını biraz hafifletiyoruz. Yerel kuruluşlarla birlikte, mülteci çocukların ders, psikolojik destek, yemek ve ilaç almalarını sağlıyoruz. Ancak para işin sadece bir yanı, en önemlisi ise acıların paylaşılması.
Almanya’da bir çok kişi, buraya sığınan insanlara yardım etmek için girişimler kurdu. Verilen bu uğraşıyı nasıl yaşıyorsunuz, bu sizin için ne anlam taşıyor?
Mültecilere yapılan her türlü yardım, dayanışmanın bir ifade biçimi, insanların kardeş olduklarının bir kanıtı. Yardım sunan her el, soğuktan koruyan her kazak, harika. Hiç kimse, yardımının çok küçük olduğunu düşünmesin. Almanlar, imajlarından daha iyiler ve mevcut tüm olanaklarla yardım ediyorlar. Lisan, yeni ülkenin anahtarıdır. Bu yüzden de özellikle Almanca öğrenmenin desteklenmesi önemli. Ancak, yüksek beklenti içinde olmamak gerekir. Hızlı yardım her zaman hızlı başarıya götürmüyor. Cömertlik daima sabırla birlikte yürümeli.
