Ana içeriğe geç

Dördüncü kuvvet

Özgür medya, demokrasinin önemli bir parçası. Fakat medyanın bu özelliği Almanya’da da popülistlerce politik gerekçelerle karalanıyor.

Kim Berg, 05.06.2020
Medya, vatandaşlar ve politika arasında bir nevi köprü görevi yerine getiriyor.
Medya, vatandaşlar ve politika arasında bir nevi köprü görevi yerine getiriyor. © wellphoto - stock.adobe.com

Özgür ve bağımsız bir medyaya demokrasilerde merkezi ve benzersiz bir görev düşüyor. Gerek basın, gerekse de radyo ve televizyon kuruluşları, devlet kurumlarından ve partilerden bağımsız bir şekilde vatandaşları bilgilendirerek vatandaşların kendi fikirlerini oluşturma süreçlerine katkıda bulunuyor. Almanya’da medyanın bu rolü, Alman anayasası tarafından güvence altına alınmış durumda. Öte yandan kaliteli ve ciddi medya kuruluşlarını itibarsızlaştırmak amacıyla, “yalancı basın” ya da “sahte haber” gibi kışkırtıcı ifadelerin popülist çevrelerce kullanımına hem dünya genelinde hem de Almanya’da her geçen gün daha sık rastlanılıyor. Tek taraflı ve aşırı görüşler, çoğu zaman sosyal medyanın sunduğu platformlar üzerinden paylaşılıyor.

Dieses YouTube-Video kann in einem neuen Tab abgespielt werden

YouTube öffnen

Üçüncü taraf içeriği

İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen YouTube kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.

Rıza formunu aç

Piwik is not available or is blocked. Please check your adblocker settings.

Devlet ve politikanın kontrol organı olarak medya

Politikanın kontrol organı olarak farklı medya araçları demokrasilerde merkezi bir rol üsteniyor. Bu nedenle de basın özgürlüğü düzeyi çoğu zaman, bir ülkenin demokratikliğinin önemli bir göstergesi olarak algılanıyor. Hatta Anglo-Sakson ve Fransız geleneğinde (keza Almanya’da da) medya, hukuk devletlerinde var olan “dördüncü kuvvet” olarak anılıyor. Özgür medya, yasama, yürütme ve yargının yanında, onlarla aynı düzeyde dördüncü bir kuvvet olarak ele alınıyor. Öte yandan bu tür bir tanımın yanıltıcı bir yanı var; zira bir kuvvetler ayrılığı organı olmayan özgür medya, kamu otoritesine sahip değil ve bu bağlamda da, sahip olduğu rol bir devlet fonksiyonu rolüne eş değil.

Alman anayasasında hemen başlarda açıkça ifade edilerek korunan basın özgürlüğü, medya kurumlarının Almanya’da sansürsüz bir şekilde haber yapmalarını güvence altına alınıyor.

Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz.
-Anayasa, Madde 5

Halkın bilgilendirilmesinde Almanya’da basının sahip olduğu merkezi rol, gazetecilerin, yasalarca güvence altına alınmış olan devletten bilgi alma hakkıyla da vurgulanıyor. İster merkezi ister yerel yönetime ait olsun tüm devlet kurumları, basın tarafından kendilerine iletilen sorulara cevap vermek zorunda; buna parlamentolar, mahkemeler, resmi makamlar ve hatta polis de dahil.

Sahte haberler karşısında yardım

Federal Hükümet, sahte haberler ve bu tür haberlerin örneğin doğruluğun teyidi gibi yöntemlerle nasıl farkına varılabileceği hakkında detaylı bir şekilde bilgi veriyor. Sahte haberlerin ortaya çıkarılması ve halkın bu konuda aydınlatılması konusunda sorumluluk duyan ve bu konuda çalışma yapan başka girişimler de mevcut: kamusal yayın kuruluşu ARD’nin Faktenfinder (Gerçeği Bulucu) ya da Facebook’la da işbirliği yapan ve finansmanını vakıfların sağladığı kaynaklarla çalışan araştırma merkezi correctiv’in sunduğu faktencheck (gerçekliğin kontrolü) hizmetleri bu girişimler arasında yer alıyor.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: