Ana içeriğe geç

En Sevdiğimiz Kitaplar

Almancayı okuyarak öğreniyorlar: Üç ülkeden beş genç insan en sevdikleri kitapları tanıtıyorlar. İlginç bir yelpaze.

09.10.2017
Radina Karaivanova
Radina Karaivanova © privat

Almanya. Almanca öğrenenen genç yaştaki kişilere en sevdikleri Almanca kitapları sorduk. Bu öğrenciler, „Okullar: Geleceğin Ortakları (PASCH)“ adlı girişimin iletişim ağı dahilindeki lisan diploması veren okullara devam ediyorlar.

Radina Karaivanova (17), Lofça „Exarch Josif I“ Yabancı Diller Lisesi, Bulgaristan

„Benim en sevdiğim Almanca kitap, Markus Zusak’ın ‚Die Bücherdiebin (Kitap Hırsızı)‘ adlı eseri. Dokunaklı bir öykü. Yazı stili etkileyici; çünkü ölüm, öykünün anlatıcısı. Hikaye, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da geçiyor. Kız çocuğu Liesel Meminger, kitaplara olan tutkusunu keşfeder; bir de sözcüklerin güçlü bir manipülasyon aracı olabileceklerini… Liesel, bir Yahudi adamla dost olur ve hakiki bir dostluğa ne kültürel, ne de dini farklılıkların sınır koyabileceğini kanıtlar. Gerçi öykü hayali ama tarihi gerçeklere dayanıyor.“

Wang Yiqi (18) , Şangay Foreign Language School, Çin

Hermann Hesse’nin „‚Das Glasperlenspiel (Boncuk Oyunu)‘ benim en sevdiğim kitap; çünkü bu kitapta Hesse mükemmel bir eğitim uygarlığını anlamıştır. Asıl kahraman Knecht’in gerçekle ütopya arasındaki dengeyi nasıl bulduğuna hayret ediyorum. Meditasyon esnasındaki esinlenme yaşantıları büyüleyici. Bu kitap Doğu felsefesine Avrupalı bir bakış açısı sunuyor.“

Yang Yichen (17) aus China, Shanghai Foreign Language School

„Ben en çok Franz Kafka’nın ‚Die Verwandlung (Dönüşüm)‘ kitabını beğeniyorum. İş seyahati yapan ve bir böceğe dönüşen Gregor Samsa’nın öyküsünü anlatıyor. Yazarın Gregor’un ruhsal durumunu ve hareketlerini bu kadar  ayrıntılı tasvir etmesi beni çok etkilemişti. Ayrıca bu kitap, bir kişinin insanlığını kâr hırsıyla nasıl kaybedebileceğini de anlatıyor.“

Wang Yiqi, Yang Yichen
Wang Yiqi, Yang Yichen © privat

Tsvetoslava Nikolova (18), Lofça „Exarch Josif I“ Yabancı Diller Lisesi, Bulgaristan

„Benim en sevdiğim kitap, Daniel Kehlmann’ın 2009 yılında yazdığı ‚Ruhm (Şöhret)‘ adlı eseri. Modern iletişim tekniklerinin nasıl gerçeklik kaybına yol açabileceklerini yedi öyküde gösteriyor. Bu kitap çok hoşuma gidiyor, çünkü çok değişken. Kahramanlar ortaya çıkıp sonra tekrar kayboluyorlar; kimlik değiştiriyor ya da başka bir kimliğe bürünüyorlar, unutuluyorlar. Dokuz epizot, romansı bir genel tablo oluşturuyor; gerçek ve kurguyla kurnazca oynanıyor. Kitapta olumlu ve olumsuz yönleriyle kahramanlar tanıdım. Başlıbaşına bir okuma şöleniydi! Bu kitap, çok sayıda ilginç Almanca sözcükler öğrenmeme yardımcı oldu.“

Sophie Susanne Odenthal (12), Pomerode/Santa Catarina Colégio Sinodal Doutor Blumenau, Brezilya

„Almanya kökenli kitapları çok severek okuyorum. Şu anda en sevdiğim kitap, Frauke Scheunemann’ın ‚Winston – Agent auf leisen Pfoten (Sessiz Pençeler Üzerinde Bir Ajan)‘ kitabı. Meşhur bir gizli ajan olmayı isteyen ve bir polisiye davasını çözen erkek kedi Winston’u anlatıyor. Bu kitabı çok sürükleyici buluyorum, elimden bırakamadan okudum. “

Tsvetoslava Nikolova, Sophie Susanne Odenthal
Tsvetoslava Nikolova, Sophie Susanne Odenthal © privat